RSS

aramızdaki en kısa mesafe ( Barış Bıçakçı )

06 May

aekm-ktp

‘’ İsketem pencereden uçtu gitti.

   Pencereyi ben açtım. Teyzem burnumu siliyor. Adana’dan geldi.  ‘ Ağlama artık,’ diyor. ‘ Kim bilir, belki de bahçedeki ağaçların birindedir. ‘ Burnumu siliyor. ‘ Üstelik isketenin yerine küçücük bir kardeş getirecek anne sana. ‘

  Pencereden dışarı bakıyorum. Kedi görünce ağlıyorum. Ağabeyim, ‘ Çoktan yemiştir onu kediler. ‘ dedi. Benim suçlu olduğumu söyledi.

Kalbim acıyor. ‘’ ( sayfa 7 )

 

   ‘’ Acı çekiyordu babam. Zihinsel bir acı. Öte yandan ona göre, zihinsel dünyasında ve günlük hayatında acı veren kopuşlar yaşamayanlar, buna cesaret edemeyenler, insanı aptallaştıran bir sürekliliğin esiri oluyor, bunun sonucunda da zamanın geçişine, yaşlanmaya ve ölmeye akıl erdiremiyorlardı. Oysa babam her şeye akıl erdirmek istiyordu. ‘’ ( sayfa 90 )

‘’ Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öylede yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor. ‘’ ( sayfa 96 )

‘’Anneme giderken onlara Eukleides’ten söz etmeye başladım. Geometrisinin temelini oluşturan beş aksiyomunu anlattım. Beşincisi üzerine yapılan tartışmalara değindim, konuyla ilgilenmiş birkaç büyük matematikçinin adını andım ve gelip Eukleides’çi olmayan geometriye dayandım çünkü HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ, HATTA YAŞANDIĞI GİBİ DEĞİL!

HER ŞEY HATIRLANDIĞI GİBİ. ‘’ ( sayfa 97 )

   İşte bu kalbi acıyan çocuk anlatıyor kitapta. Çocuk anlatıyor siz dinliyorsunuz, karşınızda gerçekten bir çocuk varmışçasına. Yazarın deyişiyle: ” Aynı soyadın önünde toplanmış beş kişinin belirip kaybolan dünyası ” nı dinliyorsunuz. Sayfalar ilerledikçe büyüyor o çocuk, yavaş yavaş.

  O çocuk büyüdükçe ben küçüldüm. Küçüldükçe Tamşen soyadının önünde toplanmış beş kişiyi, bizi düşündüm. Kardeşlerim Özlem ve Önder’i, annemi, babamı, bizi düşündüm. Aramızdaki kısa mesafenin ne kadar olduğunu düşündüm. Kapı kapandığında acıyan ellerimizi düşündüm sonra. Taşındığımız evleri, evimizde yanan sobanın sıcaklığını, pazar günleri pişen kekin kokusunu, uyandığımız soğuk kış sabahlarını, oynağımız öğretmencilik oyunlarını, giydiğimiz topuklu ayakkabıları, karne günlerini, annemin dikiş diktiğini, babamın ilk renkli televizyonumuzu getirdiği günü, bahçemizdeki kiraz ağacını, ilk arabamız Renault’la gittiğimiz tatilleri… , çocukluğumuzu. Hatırladığım gibiydi benim yaşadıklarım. Hatırladığım kadardı kalan izlerim. Yoktan yere bir uzaklık işte! 

  Hakettiğinden fazla anlamlar yükleyeceğimiz, nihayetinde geride kalacak, geçmiş olacak yeni bir haftanın ilk gününde merhabalar! Dilerim ki, uzaktan görünüşü, hissedileni, hatırlanılanı güzel günler olsun hepimiz için.

özgür tamşen yücedal

 
2 Yorum

Yazan: 06 Mayıs 2013 in OKUDUM

 

Etiketler: , , , , , , , ,

2 responses to “aramızdaki en kısa mesafe ( Barış Bıçakçı )

  1. aslisinn

    06 Mayıs 2013 at 07:22

    İyi haftalar, derinlere yolculuklu bir hafta baslangici oluverdi bu.

    Beğen

     

Yorum bırakın