Devir tasarruf devri! Bitti artık bol keseden kullanma çağları. Hele hele sahip olduklarımızın kıymetini bilmeden kullanmalarımızın devri kapandı. Ya da kimseyi bilmem, bilemem kendi adıma söyleyeyim. Zaten tek doğrusu da bu olur.
En kıymetli şeyim ne? O olmasa hiçbir şeyim olmayacak olamayacağı kıymetlim … Sağlığım! Bir tırnak batması bile konforumu bozuyorken nasıl da hor kullanmışım yıllarca vücudumu. Bağırsaklarım, böbreğim, pankreasım, kalbim ah kalbim … Şimdi mi; sebze doğrarken ellerimi kollarımı öpüyorum yemin ederim. Uykum mu geldi hemencecik bedenimi kıvıracak yer buluyorum. Susadım çişim mi geldi; üşenmiyorum. Acıktı mı; tek lokma olsa bile yediriyorum kendimi. Ana rahmine düştüğüm andan beri ben hayatta kalayım diye durmaksızın çalışan bedenime tüm organlarıma saygım, kıymet verişim sonsuz artık. Görüyorum kendimi.
Zamanım! Tek saniyemi kolluyorum. Ne boş muhabbete ne gereksiz tek bakışa yer var hayatımda.
Söylenecek sözümü de tasarruflu kullanıyorum elimden geldiğince. Söz söyleyen de, söylenen de ne önemliymiş. Üslûp nasıl değerliymiş. Söze değil söyleyene bakılıyormuş. Bilen çok susuyormuş. Dinlemeye değer olansa ne azmış.
Sevgim, hele sevgi de tasarrufu geçip cimriliğe vardım. Kabul de sınırımı kaldırdım ama iş sevip, hayatıma almaya gelince cimrileştim. Sevgi paket programmış çünkü! Sağlık, zaman, söz hepsi içindeymiş.
Nefesiminse ensesindeyim. Her soluğumu takip etmeye çalışıyorum. Ve farkında olduğum her soluğumu şükürle dolduruyum.
Daha ne diyeyim; kalbimin kırılan parçalarını, bedenimdeki yaralarımı, kafamdaki yersiz düşünceleri … Hepsini kabul ettim. Teşekkür ettim onlara, benimler hepsi. Bugünkü Özgür olabileyim diye olmuşlar hepsi.
Hele hele “Özgür”ü nasıl büyüttüysem gözümde yıllarca. “Hiç” olduğunu farkına varışımdan bu kıymet bilmeler, kendini öpüp kolamalar, pamuklara sarmalarım.
Beden emanetse, içinde görevliysem eğer, layığıyla yaşamak kendime, yaradılışıma borcumsa … Ödenmemiş borç kalmasın diye hayattayım, şükür.
Ama en, asıl emanet üzerinde yaşadığımız dünya. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su … Kendimiz umurumuzda değilsek bile dünyaya borçluyuz. Özellikle SU!
Çocuklarımız için su kalmadı dünyada! Haberi olmayan, asıl acısı umursamayan, hâlâ kaynaklar hiç tükenmeyecekmiş gibi yaşayanlar var. İnanılası gelmiyor!
Bizleri geçtim artık; haltı biz yedik, biz tükettik dünyayı. Ama çocuklar! Onların ne suçları var? Fazladan harcadığımız bir maşrapa suya muhtaç kalacaklar. Eğer biraz, çok az daha bu şekilde devam ederseniz hortumla yıkadığınız balkonlarda oturamayacak çocuklarınız.
Ben ve benim gibi hissedenlerin yüz, sebze yıkama sularını tuvalette kullanmak için biriktirmelerimiz. Sifondaki şamandıra ayarını düzenlememiz. Yer silme sularımıza çiçek sulayabilelim diye deterjan koymamamız. Duş alırken damla su boşa gitmesin diye kova maşrapa kullanıyor olmamız. Çamaşırda ön yıkıma yapmamamız. Elde asla bulaşık yıkamamamız. HEPİMİZİN ÇOCUKLARINA YETMEZ!
Bilgi uygulanmadıktan sonra bir şeye yaramaz! Bilakîs bile bile yapmak daha da vahim. İlim bilen insan demek ya, bizler ilmi uygulayan yani irfan sahibi olalım.
Çocuklarımıza verebileceğimiz nelerimiz kaldı! Kendilerini ve dünyayı sevmeyi öğretmekten başka!
Umut mu? Gene benimkinden bahsedeyim; kocaman umudum var benim. Şöyle ki; geçen ocağın başında sütün dibi tutmasın diye aheste aheste karıştırıyorken sütün sağıldığı ineği düşünerek ağlamaya başladım. Ve her saniyesinde ona teşekkür ettim, şükür ettim hissedeceğini umarak. İşte benim her şeyde umudum bu kadar sınırsız. Kimse bilemez, belki hissetmiştir!
Benim bilebileceğim yalnızca kendi niyetim!
Yeterince kötülük, yokoluş, hastalık gördük! Tek tek değil ortak menfaatlerimiz bunlar. Çaresiz kalanlar, dövülenler, tecavüze uğrayanlar, bilerek ortaya atılan saçma sapan akımlarla helâk olan gençler hepimiziz!
Artık günün gelmesini ve birlik olmamızı da umut ediyorum. Biraraya gelip kocaman olalım artık. Oyunların farkına varıp, insan olduğumuzun gücümüzün farkına varabilmemizi umut ediyorum. Hepimizin ayrı ayrı eşsiz ve görevli olduğumuzun ayrımına varabilmemizi umut ediyorum. Düşünsenize tek tek güzelsek biraraya gelince ortaya çıkacak olanı.
Uyanıp kendimizin farkına varalım! Dürtelim artık birbirimizi! Hadi artık!
özgür tamşen