RSS

Aylık arşivler: Nisan 2020

bahar

‘’ Tuhaf mı? Bana ne tuhafsa … Bahar biraz da bu demek değil mi? Yargılara, yadırgamalara aldırmaksızın çiçeklenmek değil midir bahar? Yanında olmasını en çok istediğin kişi yanında değilse bile, sanki o yanındaymış gibi mutlu mesut volta atmak değil midir bahar? ‘’ yazmış bu sabah Ozan Önen.

Okudum. Bir kez daha sonra bir kez daha. Sonra da dedim ki; buna göre ben kendi baharımı yapmayı öğrenmişim. Yani ruh halimin tarifi bu olabilir. Baharım dört mevsim.

Evden çıkamadığımız ve uzunca zaman daha çıkamayacağımız bu dönemde çocuklarımla beraber olabildiğim için şükrüm sonsuz. Sevip de göremediklerime gelince; her an yanımdalarmış gibi yaşıyor, saçlarıma çiçekler takıyorum. Gerçi arada umutsuzluğa kapılıyor, yaşadığın koca bir yalan diyen bir ses hafif yükseliyor içimde. Gördüğüm fotoğraflarında ağlıyorum ya da gırtlağım düğümleniyor. Yani benim de oluyor; sorulara cevap vermek istemediğim, yemek yemek istemediğim, yıkamaktan usandığım… İşte o anlarda da sesleri susturmak için rüyaya yatıyorum. Öten bir kuşa dalıyorum. Bir sigara yakıp, kahve yapıp göğe bakıyorum. Pişen yemeğin buharına sığınıyorum. Kitapları kucaklıyorum. Ne olursa olsun bırakmak, baharımı hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Kimseye de bir zararım yok nasılsa.

İleride yaşamayı dilediğim evin hayaline daldıklarımsa en iyi hissettiğim anlarım. Daha önce de sözetmiş olabilirim size. Işte o ev hep aynı ev ve ben her akşam oraya gidiyorum. Bahçesine, ağaçların gölgesine kocaman bir masa kurdum. Dallara fenerler astım. Her seferinde baştan alıp alıp toprak yolun ucunda sevdiklerimi, çocukları karşılıyorum. Ocakta haşlanan makarnanın yanında deniz ürünleri soteleniyor. Nasıl kalabalığız yarabbim. Çocuklar sevgilileriyle gelmişler falan. Ben telaşenin uzağında oturmuş denizi izliyorum, kafamı dayamışım yumuşacık güvene. Seslere tebessümle dalıyorum. Dün akşam da yatak odasının balkon kapısının hemen yanına mor salkım diktim. Ufacık fidesi… Kalbimdeki soluğu üfledim köklerine. Elbet çiçek kokularına bulanacağım. Işte akşam saatlerini iple çekişimin sebebi… İşte baharım.

Diyorum ki; belki istersek hepimiz bir bahar yaratabiliriz kendimize. Olur mu, olmaz mı, kim ne der, nasıl ne zaman olur…ların hiçbirini düşünmeden. Bakmayın siz bana, yazıyorum. Benim de anlattığım kimse yok sizden başka. Sizinkini de istemediğiniz sürece kimsenin bilmesine gerek yok zaten. Salt dileyebiliriz. Içimize sığınabiliriz. Bırakın başkalarını, gerçekçileri, ‘hangi alemde yaşıyor’suncuları, kalbi yumuşamayanları, aradın aramadıncıları… Kime ne? Hiç mi olmadı; benim evime gelin, hepimize yer var. Ya da gün olur ben sizin yayladaki çadırınıza, denizinizin kenarına geliveririm.

Baharınıza, kalbinizdeki kırıklık, özlem, endişe, yaralara derin solukla iyilik diliyorum.

 

özgür tamşen yücedal

 
Yorum yapın

Yazan: 16 Nisan 2020 in GENEL

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,