
Sayfalar dolusu mektup yazasım var, ulaşacağı adres olmadığından yazmıyorum.
Sonbahar geldi yapraklar da ağaçlarını bıraktılar zaten. Ağaçlar yalnız kaldılar. Kaldırımda yürüyen insanların ayaklarının altında hışırdıyor yapraklar, duyuyorum.
Artık yazılacak yeni bir tek mısra, paragraflar, çalınacak notalar yok. Hepsi tükenmiş gibi.
Oluyor zaman zaman … “Hah tamam,” diyorum heyecanla. Tam ayaklarım yerden kesilecekmiş gibi olduğundaysa tutup ayaklarımdan bastırıveriyorum kendimi tekrar yere. Yapraklar da tutundukları dalları bıraktılar zaten.
Bu sabah ağlayarak uyandım uykumdan. Halbuki hatırlıyorum rüyalarımın birinde, bir yerinde babamı görmüştüm, güzeldi herşey. Sonra ne oldu! Tutup ayaklarımdan bastırdım herhalde kendimi yere.
Sayfalar dolusu mektup yazasım var, ulaşacağı adres olmadığından yazmıyorum. İlk cümlesi “Sen yokken neler oldu bilmiyorsun,” olan. Olmuş zaten olan olmayan, artık bilse ya da bilmese ne … ‘Adres’ de yok ‘kim’ de yok anlayacağın. Yazdığı yerler tekrar acır belki insanın. Hani yara olur, kabuk tutar, kapanır. Gün gelir el değer, göz değer hatırlanır ya o misal.
Bir kez sonra birkaç kez daha kırıldıktan sonra bir daha kırılmıyorsun aynı yerden. Belki ondandır ayaklar her yerden kesilecek gibi olduğunda izin vermemek. Bunları da soracaktım işte mektubumda ona, “Başkaları kıramasın diye mi kırdın?” diye. “Seninki dışında hiçbir terkediş acıtmasın diye mi terkettin beni?” Gün olur yazarsam o mektubu “Senden sonra dokunulmazlık zırhım oldu benim.” diye de ekleyeceğim. Acıtmadı hiçkimse.
Sayfalar dolusu mektup yazasım var, ulaşacağı adres olmadığından yazmıyorum. Aslında adres benim, biliyorum. Biliyorum da; yazmaya, yazsam okumaya mecalim yok. Hele hatırlayasım hiç yok. Ben kendi adresimi kaybettim işte bu yüzden. Ama biliyorum bunlar hep sonbahardan.
Belki sonra yazarım. Gerçi sonbahar geldi vakit geçtir artık. Üzerine yağmur yağar ıslanır. Bu haller hep sonbahardan.
Az önce eve dönerken balık aldım yukarı mahalleden, kilosu 70 tl. Dolapta kıvırcık, az da rokam var. Akşama diyorum fırına atayım balıkları yanına az da salata. Rakı var mıydı, hatırlamıyorum. Bakarım birazdan. Bir tek”lik olsa yeter bana. Koksun işte. Nazende Sevgilim’i de açtım mı … Mektubu yazacak olsaydım “Kaldırdığım her ama her kadehte sen vardın.” yazardım. Olan oldu ya işte neyse.
Kaldırımda yürüyen insanların ayaklarının altında hışırdayan yaprakları duyuyorum. Dallarını bırakmış yapraklar. Örgü çantamda son bir yumağım kaldı. Dün benim kız sordu “Ne örüyorsun,” diye. “ Bilmiyorum,” dedim, “Yalnızca örüyorum.”. Akşama kadar biter o da.
Akşama da akşam olduğunda bakarım, erineceğim sanki. Balıkları dolaba kaldırayım şimdilik.
Bir mektup var aklımda
Adresi aklımdan gitmiş
Vakti geçmiş
Kişisi yorgun
Yazam ne, yazmasam ne
Ama aklımda işte o mektup
özgür tamşen