Heh gittik döndük, yazacağım da önce iç dökmeler :
1) Neden oluyor bu unuttum zannedip zannedip, her tekrarında unutmadığının farkına varmak, her seferinde aynı yerden gene kanamak. Sözler bitmiştir bunca yıl sonra, anlatılacak birşey kalmamıştır. Kafada döne döne gezinir, kimsenin haberi olmadan ”hakettiğim bu mu, bu kadar mı?”lar, kan kusup kızılcık şerbeti içtim demeler…Göz pınarların fokurdarda eğmezsin başını, izin vermezsin akıp gitmelerine. İçinde inceden bir sızıyla kalırsın öylece tekrar, kelimesiz!
2) Ne zaman vazgeçeceğim acaba bu yiyip yiyip sonrasındaki ilk pazartesi rejime başlamalardan. Hayatım böyle geçti yahu…Ama nasıl karşı konulunabilinir ki şu balık sofralarına, buz gibi ???? içeceklere. Bak yerken aldığım zevk aklıma geldi ya ”koy ver gitsin, sefam olsun” kıvamına geliverdim hemen. Olsun be; otu, saman krakerleri yer hafifleyiveririz bir hafta da, her zaman ki gibi…
Evet!
Öpülesi eller, öpülesi yanaklar öpüldükten, sarılanası kucaklara sarıldıktan, görülemeyenlerin sesleri duyulduktan sonra basıp gidildi, tatile.
Amaç; çocuklarla sevgi yumağı halinde eğlenip vakit geçirmek. Sonuç; Read the rest of this entry »