RSS

hayattan ne öğrendiler? ( Nasuh Mahruki )

21 Haz

 

 

nasuh

– Hayatımın en önemli odaklarından biri olan dağcılık ya da daha açıkçası ‘’ dağın yol ‘’ sayesinde; göreceli olarak çok yer gezdiğimi, çok değişik insan ve kültür tanıdığımı söyleyebilirim. Daha görecek çok ülke, gezecek çok coğrafya, tanıyacak çok insan ve kültür olduğunun farkındayım; yine de bu kadar tecrübeyle bile, birkaç güzel ders aldığımı düşünüyorum.

– Doğayı, her şeyiyle birlikte, olduğu gibi sevmeyi öğrendim. Bu sevgi, beklentisiz ve karşılıksız, saf ve içten bir sevgi olmalı. Aragon’un aşk için söylediği çok hoş bir söz var; ‘’ Aşk, bize güç veren tek özgürlük yitimidir. ‘’

– Kızılderililer; ağaçları, hayvanları, dağları, nehirleri kardeşleri olarak görür ve onları dinleyerek, çok şey öğrendiklerini söyler. Oysa 20. Yüzyılın uygar, beyaz adamı; ormanların, ırmakların, dağların dilini çoktan unutmuş. Tekrar hatırlamamız gereken birinci şey şu; dağın, ırmağın, ormanın; kısacası doğanın dilini, yeniden öğrenmeliyiz.

– Doğadayken, büyük ağaçların ya da büyük kayaların yakınından geçerken, yolumu uzatmak pahasına bile olsa, onlara yaklaşır ve dokunurum. Büyük, heybetli ağaçlara ya da dev kayalara elimi sürmek, dokunmak için dayanılmaz bir istek duyarım. Onları; ellerimle okşar, severim, hatırlarını sorarım, teşekkür ederim; sadece orada oldukları için.

– Ne kadar mütevazı olursa olsun, yaşamın her türlüsüne saygı duymak gerektiğini öğrendim. En küçük böcekten en garip hayvana, en değişik bitkiye kadar her şeyin en az bizim kadar yaşama hakkı olduğunu düşünüyorum. Eğer bu dünyada kutsal olan bir şey varsa, bence ‘’ hayat ‘’ın ta kendisi olmalı.

– Bu dünyada, yeteri kadar acı var; bu yüzden, herhangi bir şeye, canlı olsun cansız olsun, gereksiz yere zarar vermekten kaçınıyorum. İnsanoğlunun zevklerinden biri, öldürmek olmamalı. Doğada yürürken, bir çiçeğin, bir böceğin bile üzerine basmamaya bu kadar dikkat ederken; bazı insanların, avcılık adı altında nasıl bu kadar rahatlıkla cinayet işleyebildiklerini anlayamıyorum.

– Torununuza tanıtmak istediğinizde; o muhteşem Orta Çağ şövalyesi gergedanların, heybetli kaplanların ya da dev balinaların, yalnızca filmlerini, fotoğraflarını göstermek durumunda kalacağınızı hiç düşündünüz mü?

– Yıllar önce, Bilkent Üniversitesi Doğa Sporları Toğluluğu’nun başkanlığını yaptığım dönemlerde çıkarttığımız Dost dergisinin ikinci sayısında, ‘’ Bir Küçük Rica ‘’ başlığıyla kısa bir yazı hazırlamıştım. Bu yazıda; ‘’ Çocuklarınıza öldürmektense, gözlemlemeyi; doğayla mücadele etmektense, onunla uyum içinde yaşamayı öğretin. ‘’ diye yazmıştım.

– İnsanlık tarihinin, kanla dolu olduğunu öğrendim. Uygar insan, kendisinden başka renkteki insanların bile yaşama hakkına çoğu zaman değer vermemiş. Bu yüzden, yaşama hakkına saygı duymayı; tekrar hatırlamamız gereken değil, artık öğrenmemiz gereken şey olduğunu görüyorum.

– Öğrendiğim bir başka şey ise; güzelin, güzelliğin tadını çıkarmak. İnsan, yaşamının her anını elinden geldiği kadar güzel şeylerle doldurmalı. Güzellik, elbette görecelidir, herkes kendi değerlerine, beklentilerine göre güzelliği algılar.

– Yaşamın her anında, değişik güzellikler olduğunu düşünüyorum; ama bunu görebilmek için, çaba sarf etmek gerekir. Âşık Veysel’de dile geldiği gibi, ‘’ Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa. ‘’ Ve Leonardo da Vinci’nin dediği gibi; işin sırrı ‘’ Saper vedere. ‘’; yani görmeyi bilmekte.

– Aşk, hoşgörü ve görmeyi bilmek… Bence başlangıç için bu kadarı yeterli.

 
 

5 responses to “hayattan ne öğrendiler? ( Nasuh Mahruki )

  1. Yasemin

    19 Haziran 2013 at 14:26

    Nasuh Mahruki takip ettiğim insanlardan… Sayenizde bir kez daha karşılaştım. Teşekkür ederim. Sevgiyle…

    Beğen

     
  2. huseyın senoglu

    20 Haziran 2013 at 07:27

    ben bu ermenıyı sevmıyorum.herseyle ugrasır oldu.bızı bırbırımıze duseren ermenılerden bırı.

    Beğen

     
    • ouzelf

      20 Haziran 2013 at 07:41

      Biz de sizler gibileri sevmiyoruz Hüseyin Bey! İşte tam da bu sebepten ağaçlara dokunarak, dinleyerek çıktık yollara; birbirimizi görmeyi, dinlemeyi, sevmeyi, kabul edebilmeyi yeni baştan öğrenmek için. Barış için, özgürce, bir arada yaşayabilmek için. Gün gelirde göçük altında kalan yakınınızı hayata döndürebilmek, yanan evinizden kurtulabilmek, bir tas çorba için bir ermeni, yahudi, kürt yani bir İNSANa muhtaç olduğunuzda bunları hatırlamak zorunda kalmamınız dileğiyle. Benim ve benim gibilerin yolu insanlıktan yana. Sevgiyle…

      Beğen

       
  3. arabayarislari.com

    01 Ağustos 2015 at 14:35

    Nasuh Mahruki programlarını kaçırmamaya çalıştığım değer verdiğim insanlardan biridir.
    Dinimiz hepimizin hazreti Adem’ in torunları olduğumuzu ve “yaratandan ötürü yaratılmışı sevmeyi” öğütler, daha bunun gibi sevmeye, hoşgörüye yönelik mesajlar oldukça ağırlıkta, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerimde. Hüseyin bey ve benzeri arkadaşların tamda bu sebepten tavırlarını anlamam imkansız hale geliyor.
    Benim bildiğim İslam bu tavrın tam tersini öğretmeye çalışıyor insanlığa.
    Neyse , çok güzel, okumaktan zevk aldığım bir makale idi.
    Teşekkürler.

    Beğen

     

Yorum bırakın