‘’ Yazıya devam etmeden önce boş bir kağıt alarak üzerine bir yapılacaklar listesi yazarak yeni bir başlangıç yapmaya başlamalısınız. Yeni bir döneme giriyoruz..’’ günlerce önceden bu ve benzeri açıklamalar yazdılar. Durmadılar. Yok güçlüsün yapabilirsin, kararlı ol, farkında ol, sil baştan yap, o yıldız bu yıldıza girecek, güneş tutulacak, şapkadan kuş çıkacak, insanlar Noel Baba’ya inanmaktan vazgeçecekler bıdı bıdı. Peki ne oldu? Yıldızlar yollarını sapıtıp bana girdiler, güneş ayı unuttu bana tutuldu. Kaç gün geçti hâlâ tutuğum. Hayır bu kadar insan varken neden ben? Halbukî normale, kötü insan yoktur kıvamına gelmeme ramak kalmıştı. O geceden sonra içine ettiğim ruh halim allak bullak oldu ve ben Yıldız Tilbe kafasına adım adım dönmeye başladım. Ki; onun kafasının tarifi ve tekrar bir ki; bence bugüne kadar söylenmiş en felsefik sözlerden biri ‘’ Hepinizden nefret ediyorum ama yalnız da canım sıkılıyor.‘’ cümlesidir. Şükür ben henüz o kadar değilim, olmamak için elimden gelen yetmiyor ek olarak aklımdan geleni de yapıyorum. Aha gene düğün var, davul sesi geliyor. Bak işte diyorum o geceden sonra eskisi gibi değilim diye; davulun sesi uzaktan bile hoş gelmiyor. Daha ne kadar uzağa gitmem gerekiyor acaba.
Sağlıklı beslenme kafam falan da uçtu gitti.
– Eyyy Güneş sana diyorum. Ne olacak bu işler? Görüyor musun, bu saatte çay demledim yanına da bir kase bisküvi aldım! Bunlar var ya hep senin işlerin. Yoksa bu bisküvileri yiyebilmek için seni bahane etmişliğim falan yok!
Tüm bunların yanında başladığım işi bitirme konusunda ayrıca bir kararlılık hali geldi üzerime, hepsinden ayrın. Başladığım kitap bitti, hafta başında ilk fırça darbesini vurduğum resim bitti, dipfriz yemek dolu, ütümüz yok.
Ayyy Oğuz ( 10 ) geldi yanıma, dizlerime yattı. Şükürler olsun!
O’da bana benzeyecek diye çok korkuyorum. Onun da kafası hep karışık, hep sorularla dolu. Gerçi bu hafta yeni kurmuş olduğu çöp toplayıcılığı işi sebebiyle feci yorgun oluyor, düşünmeye mecâli yok. Çöpünü aldığı her evden aldığı 3tl’ler birikip yekün tutmaya başlayınca hızını alamadı bugün ek olarak sokak temizleme işlerine de gittiler. –ler in açılımı; iki kişi. Kafalarını çalıştırsınlar diye öneride bulunurken işi bu kadar büyütebileceklerini hesap edememiştim. Tutumluluk kıvamında olan para hesaplamalarının cimriliğe doğru kayacağını da. Dün çarşıda canım döner çekti. ‘’ Ne gerek var ya anne, evde bulgur pilavı var işte gidip onu yeriz! ’’ çenesini zar zor bıraktı, oturup yedik. Hesabı ödemek için kasaya yolladım. Dönüşü muhteşem oldu; eve gelene kadar ‘’ ne gerek vardı ’’ ile başlayan konuşma yığınıyla beynimi yedi. Mahalleden bir arkadaşını da davet ederek o bulgur pilavını bugün bitirtti. Zavallı arkadaşı tabağında tane bile bırakamadı, ziyan olur muş. Allammm oğlum bildiğin cimri oldu!!! Bunu da mı güneş yaptı acaba?
Böyleyken böyle işte. Bayram gelmiş neyime ben giderim tersime diyerek hafiften uzayayım, üşüdüm çünkü. Havlu çorap-parmak arası terlik modumda olmama rağmen üşüdüm hem de.
Ek olarak: Bu ay doğum günü olan çok fazla akraba, eş dost var mış. Sayfa aracılığıyla toplu doğum günü kutlamamı yapmak istiyorum. Yaptım.
Hasta yatağında yatan herkese ama herkese şifa diliyorum.
Kendimizi fazla yormayalım.
Öyle her yazılana inanmayalım.
Sevelim sevilelim.
Neşe dolalım taşalım.
Eyvallah
özgür tamşen yücedal