Şükür her şey için bahane, mazeretim var. Daha doğrusu yapmadığım her şey için bir cevabım var. İrade anında yerle bir. Geceden -sabah yürüyeceğim- diye koyuyorum kafaya diyelim. Sabah gözü açtığım an başlıyorum bahaneleri sıralanmaya: -bir gün yürümesen bir şey olmaz.- , -dün akşam hafif yemiştim zaten- , -akşam iş dönüşü yürürüm- falan falan. E kardeşim yürümeyeceksen yürüme, yoklama yapıp ceza kesen mi var? Kararı alan sensin, cayan sensin, bahanenin sahibi sensin daha ne tasa edip, düşünüyorsun ki?
Hafta başı başlanacak diyetlerden hiç bahsetmiyorum bile. Onlar için o kadar bahane var ki… Son zamanlarda kendimi en çok uyumak için zaman yaratabilecek bahaneler ararken buluyorum ama sonuca ulaşamıyorum. Koşturmacamdan yoruluyorum, şikayet ediyorum. Diğer yandan gün gelip bitecek diye korkuyorum.
Dişlerimle ilgili tedavi bitmedi gitti; -hiç başlamasa mıydım- diyorum. – her şeyin bedeli var- diyen diğer tarafım susuturuveriyor beni.
SBS kabusu sardı her yanımı -az kaldı, geçecek- diyorum.
4+4+4+4+4+4+… düzenlemesine dair, düzenlenmeye çalışılana dair bir sürü soru işaretim. Aranılan okul, bulunan okul ama bir dünya endişe, soru işareti beraberinde. Devlet eliyle çocuğuma zorlama, dayatma, mecburiyet, anlayamamazlık yaşatıyor olma endişesi. Türkiye’de bir anne olarak yaşadıklarım bana ağır gelirken çocuklarımın yaşadıklarını da üzerime alınca çok ağır oldum.
Televizyona çıkıp umarsızca kadınlar hakkında konuşanlar, kadınları yalnızca rahimden ibaret görüp haklarına sonuna kadar tecavüz etmeye çalışanlar. Ben, -bizi rahat bırakın- yazdığım bedenimle karşılarına geçmek istiyorum. Karılarını, kızlarını bulup neler düşündüklerini öğrenmek istiyorum ki ne kadar umurumda olmasa da. Umurumda olmasa da sormak istiyorum: – kocan televizyonda cenin fotoğraflarını kameralara göstermeye çalışırken neler hissettin- diye.
Böbreğimde taş olmasında şüpheleniliyor; avakado yaprağı bulmam lazım. Suyunu içmediğimiz bi o kaldıydı, içeyimde tam olsun. Bahçesinde avakado ağacı olan var ise postayla yollayabilirse sevinirim.
Salonun tavanı kabardı; tesisatçı çağırmam lazım. Kırıp dökerler diye deli gibi korkuyorum.
Yaz tatili ha geldi gelecek derken bu hafta itibariyle başlıyor. Bu çocukları bütün yaz nasıl oyalayacağım diye kara kara düşünüyorum.
Kuzenim Gözde evleniyor. Az önce kına gecesinden geldim. Elif evlenirse ne halt ederim diye düşünüyorum.
Bir de kardeşlerimi çok özledim. Herkesin kendi koşturmacasının içinde olduğu bu dönemde nasıl görüşebiliriz onu düşünüyorum.
Ayyyy! İçim şiştim. ” Düşün düşün boktur işin.” diye boşuna dememişler. Ben bayıra salayım da nasıl olsa mevlam kayırır. Hepinize az düşünceli, bol kahkahalı hafta sonu dileyerek huzurlarınızdan ayrılırken ben hala düşünüyorum ki; Cumartesi Elif’in sınavı, Gözde’nin nikahı, Pazar Oğuz’un yılsonu gösterisi ve ben de bu böbrek ağrısı varken nasıl geçer bu hafta sonu. Tamam, tamam hadi eyvallah!
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL