Biri deseydi ki: ‘’ Gün gelecek dersaneleri savunacağız.’’ diye. ‘’Hasiktir oğlum! Ne savunacakmışım. Hepsi düzenin parçası, dana dingo. Okuyacak çocuk her şekilde okur, girdiği sınavları kazanır.’’ derdim.
Bugün ne oldu? Çocuklar büyüdüler, iyi okullarda okuyorlar, şükür. Amma ve lakin kazın ayağı öyle uzaktan gözüktüğü gibi değilmiş. Ötesinden berisinden konusundan takviye almadan olmuyor muş. Hasiktir! Bu düzenin başarı uğruna da parçası, kurbanı olmuşuz. Elif geçenlerde:
‘’ Ulan SBS’ye girecektim sistem değişti. Oğuz okula başlayacaktı sistem değişti. Seneye üniversite sınavı için hazırlanmaya başlayacağım sistem çöküyor. Ne yapacağız anne?’’ deyince ‘’Herkes ne yapacaksa biz de onu yapacağız.’’ dedim. Dedim fEkat kafamın içindeki sorular…
Acaba kimlerin ne çıkarı olacak bu işten?
Hemen ertesinde ne bomba patlatacaklar?
Ya da hemen öncesinde ne bomba patlatacaklar da arka planda kata kulliye getirip – oldu da bitti maşallah, alan (satan) memnun inşallah – diyecekler?
Dersaneler yeraltına mı alınacaklar?
Yoksa Kıbrıs’a mı taşınacaklar?
Özel ders aldırmaya gücü yetmeyen aileler ne yapacak, ne cevap verecekler çocuklarına?
Bankalar Özel Ders Kredisi reklamlarını hazırlıyorlar mıdır?
Akıllandıkça bizi gerzekleştiren telefonlarda Özel Ders Sürümleri mi çıkacak?
Özel dersin kazancı baldan, idealden daha tatlı gelince okullarda öğretmen kalmayacak mı? (tıpkı tam gün yasası çıktığından beri devlet hastanelerinde doktor kalmamış olması gibi! )
Ya da okullarda yalnızca türbanlı öğretmenler mi eğitim-öğretim verecekler?
Camilerde hocalar derslerle ilgili vaazlar vermeye başlayacak ve –ananızıda alın gidin- mi diyecekler?
İki gün sonra deniz aşırı ülkedekilerle, sınır içindekiler barışacaklar ve biz duyduğumuz endişelerle şapa mı oturacağız?
Sonuç olarak; ülkede olan biten her şeyi izlediğim gibi, oy veren %50 içinde olmasam da %50 içinde olup ne düşüneceğini, ne halt edeceğini bilemeyenler gibi dönen dümbeleği aval aval izlemekten başka yapacak bir şeyim yok. Tıpkı sonuçlarını yaşamak zorunda kalacağım gibi.
Hepimize kolay gele!
özgür tamşen yücedal