Dün halamla beraberdim. Hatırlayamadığım geçmiş bir tarihten sonra ilk defa… Ayrıntılara girmeyeceğim. Tek söyleyeceğim; halamın yemek yemenin her şeyi iyileştireceğine inanıyor olmasına sarılmak istedim. Hasta mısın, âşık mısın, yorgun musun, ders mi çalışıyorsun, uyandın mı? Hepsine yemek yemek iyi gelir. ‘’ Önce bi karnını doyur hele! Bak gör bişiciğin kalmayacak.’’ Bana ne mi oldu? İçimde asma çıktı! Yediğim yaprak sarma adedini hatırlamıyorum. Sonrasında da komaya girip, halamın evinin salonundaki oymalı, krem rengi kadife koltuğun kucağına dar attım kendimi.
Dün ilk defa vekâlet verip kurban kestirdim. Görmedim, duymadım yalnızca bedelini ödedim. Sonra hayatımda olan normal arkadaşlarımdan birisi aldı kurbanlık koyunu oturttu karşıma: koyun kurban edildikten sonra yetim kalan kuzularından girdi, sahibi olan çiftçiden çıktı sonunda derisinin yüzülüşünde noktayı koydu. Bana mı ne oldu? Ensemde Hz. Ömer’in kılıcıyla meeeeleyip duruyorum ki ne kadar süreceğini bilmeden, bilemeden.
Dün feribota bindim. Her binişimde aynı şey: gittiğimiz yöne mi bakmalıyım yoksa ardımızda kalana mı? Hepsine bir anlam yüklemeyi becerdikten sonra yalnızca martıları izlemeye karar verdim. Ne yöne kanat çırparlarsa artık!
Dün Tarihi Salacak İskelesi’ne gittim. Hemen yamacında dikili, yanından manevra yapmak suretiyle geçen onlarca inşaat kamyonunun yaraladığı bir ağaç gördüm. Ağlıyordu. Martılar bile şaşkınlardı.
Dün birisi sordu bana: ‘Özgür müsün?’ diye. Şimdi ben de soruyorum size: Özgür olanlar parmak kaldırsınlar!
Hepsi geçmiş oldu, geçmişte kaldılar. Tıpkı bu sabah feysin bokunda yapılan bir paylaşımdaki şiiri okuduğum an gibi:
Bazı geceler
Bazı insanlar
Bazı yerlerde
Sahiden karşılaşırlar
Bazı insanlar bazı aşklar bazı şarkılar
Bu yüzden unutulmazlar
Bazı hayatlar hayal tutmazlar
… Murathan Mungan …
Hayatına da, umuduna da, gelmişine de, geçmişine de, yerine, göğüne de diyerek başlıyor, güzel hafta sonu olsun diyerek bağlıyorum. Ve ekliyorum, teslim olmalı?
özgür tamşen yücedal