
“Kendinize en sevdiğiniz kişiye davranır gibi davranın, kendinizle en sevdiğiniz kişiyle konuşur gibi konuşun, kendinizi en sevdiğiniz kişiyi avutur gibi avutun.” diyorlar.
Dün biraz yol yaptım. Tüm hücrelerim acıyor, her kasım dermansızken hem de. Direksiyonun başında yığılıp kalacak noktasında o dedikleri geldi aklıma. En sevdiğim bu halde olsa ve arasa ne derdim ona, diye düşündüm. Arabayı hemen kenara çektim, yarım saat kadar uyumuşum. Uykuya dalarken durmadan “iyisin, herşey yolunda” diye fısıldadım kendime. Gözlerimi açtığımda sonbaharın envai çeşit renklerine bürünmüş ormanı gördüm. Beni şifalandıranın bi deniz bir de ağaçlar olduğuna inandığımdan olsa gerek yatırmış olduğum koltuğu dikleştirip yola devam ettim. Ve yolun sonunda Şile’ye vardığımda nüfus müdürlüğünün penceresinden denizi gördüm. “ Ah kalbim” dedim denize. Tam caminin tuvaletini kullanıp dönüş için arabaya binecekken yolun karşısındaki esnaf lokantası çarptı gözüme. Selam verip girdim. “İşkembe ya da kelle paça çorbası var mı?” diye sordum. Varmış. Bol sarımsak ve sirkeli çorbayı içip çıktım yola. Eve varabildiğimde yalnızca yatağa girebilecek adımlık mecalim kalmıştı. Uyudum.
Gece gözlerimden ateş çıkar ızdırabım devam ediyorken en sevdiklerimden oğlan rica ettiği için kalkıp kek pişirdim.
Bu sabah ter içinde uyandım. Mis gibi terimin üzerimde kurumasını umursamadan kalkacakken gene o dedikleri geldi aklıma. Tıpkı en sevdiğime yapacağım gibi ılık suyla yıkadım kendimi, pamuklara sarıp giydirdim. Kalan mecalimle oğlana nohut & bulgur pilavı kendime tarhana çorbası pişirdim. Bu satırları okuyacak yeni kitap bulma bahanemle kütüphaneyi düzenleyip yatağa uzanmışken yazıyorum.
Oluyor muş diye yazıyorum. Herkesten önce kendine iyi bakıp davranınca iyi oluyormuş insan. Hafiften uykum geldi belki ninni bile mırıldanırım kendime.
Belki sizin de kendinize söyleyecek avutacak güzel bir sözünüz vardır diye yani. Yalnızca kendinize kaynatacağınız bir tas çorbanız… En sevdiğinizmişsiniz gibi dinlenmeye ihtiyacı vardır belki kendinizin. Tabii en iyi siz bilirsiniz neye ihtiyacınız var. Ama bu yazı da boşuna paylaşılmamış, hadi paylaşıldı boşuna okumuyorsunuzdur belki.
Şifa kolaylıkla …
özgür tamşen
Hüseyin İbiş
02 Kasım 2022 at 12:03
ben şahsen okuduğum hiçbir yazıyı hiçbir kitabı boşuna okumam yorum yaptığım hiçbir yazıya boşuna yorum yapmam bir de yazdığım hiçbir yazıyı boşuna yazıp çevremdeki dostlarla boşuna paylaşmam belki size bu yorumum ukalaca gelecektir ama ukalalıktan da ukalalık yapanlardanda hiç hazzetmem sizin bir kaç yazınızı okudum beğendim sanırım bu ilk yorumum yazılarınızın yerinde olduğunu ve dokunması lazım gelen yerlere güzel bir şekilde dokunduğunu söyleyebilirim.
bir de şu sözümü size söylemek benim yapmam gereken bir şey diye düşündüm.
eleştiriliyorsak doğru yoldayız demektir.
eleştirisiz bir yazı sapsız armut çöpsüz üzüm halini alır benim fikrim budur.
BeğenBeğen
ouzelf
02 Kasım 2022 at 12:57
Yorum yapmak için vakit ayırmışsınız, sağolun. Denk gelip de ortak yaşanmışlıklar bulunuyorsa eyvallah. Benim inancımcaysa da; herşey zamanında, zamanlıdır. Sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi