Bu işe bir çözüm getirilmeli. Geçen gün yaşadıklarımdan sonra Sağlık bakanlığına dilekçe yazmaya karar verdim. Konu; tahlil için örnek verirken miktarlar konusunda aydınlatılmalıyız. Broşür bastırsınlar. İşte ne bileyim ‘’ Şu tahlil için aşağıdaki resimde gösterildiği miktarda kan vermeniz yeterlidir. ‘’, ‘’ Bilmem ne tahlili için aşağıdaki resimde gösterildiği miktarda idrar örneği vermeniz yeterlidir. ‘’ Bizde bilelim ne kadar kanımız gidecek, ne kadar işeyeceğiz falan diye. Geçenlerde bir defa daha tuvalette kafayı yedim.
‘’ Acaba ne kadar işesem. ‘’ Ulan aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Aslında emin gibiyim çok azının yeterli olacağından da… Hayır, sonunda rezil olmak var. Ya ‘’ Yuh kadına bak haftalık işemiş.’’ derlerse. Ya da yeterli gelmeyecek miktarda ise ve ‘’ Anam mm ne kıymetliymiş, kıyamamış işemeye. ‘’ derlerse. Al sana bir yığın ‘’ derlerse.’’ daha. Tabi birde şu sensorlu aydınlatmalar var. Onlarda başa ayrı bela. Bazı yerlerde zamanı öylesine kısıtlı tutuyorlar ki işerken kol bacak oynatayım da tekrar yansın belasına maymuna dönüyorsun. Dışarıdan Oğuz’un hemşireyle sohbetini duyunca el ayak iyice girdi birbirine. ‘’ Kabın dışına hiç bulaştırmadım, yemin ederim. Buna rağmen sabunla yıkadım ‘’ desem mi diye düşündüğümü söylemek istemiyorum ama… Yok yok demedim.
Neyse sağ salim çıktık klinikten. Oğuz mu? Çıktığımda girişteki masaya oturtulmuş, eline tutuşturulan kalemle bir resim attırtıvermişti bile.
Yazayım dedim. Tahmin ediyorum ki çoğunuz yaşamışsınızdır aynı şeyi. Rahat olun yani.Tıpkı umumi tuvaletlerde işerken ses çıkartmamaya özen göstermemiz gibi ortak bir şey. Aslında ne utanıyoruz ki? Tuvalete girmişsin ne yapacaksın, kanaviçe işleyecek halimiz yok.
Ben şimdi kaçıyorum. Çok heyecanlıyım. Bu ve yarın gece için. Bu gece ki heyecanımın sahibi şu an yanımda duran, Serkant Abimin tavsiye etmiş olduğu kitap. Yarın gece için duyduğum heyecanın ise iki sahibi var. Aslında şişede durduğu gibi durmayacak olanı da sayarsak Belgin ve Özlem’le birlikte üç sahibi var. İşte tüm bunlardan ötürü, lafı tam da sizin istediğimiz gibi fazla uzatmayacağım. Haydi, hepimize iyi hafta sonları.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL