RSS

Etiket arşivi: kestirmek

çözülemeyen denklem

 

fotoğraf

1) Kuaförünüze nasıl bir saç modeli istediğinizi anlatırsınız, önüne fotoğraflı belgeler sunarsınız ‘Anladım.’ der ve sonuç: Kuaförünüzün istediği saç modeli.

2) Kuaförünüzden sahip olduğunuzun saç modelini kısaltıp, toparlamasını rica edersiniz ‘Anladım.’ der ve sonuç: Kuaförünüzün istediği saç modeli.

İlişkilere dair çözülemeyen, tek sonuçlu en büyük denklem bu olmalı .

Benim hikayem:

‘’Diyelim kuaföre gittiniz. Öyle ‘’Aman bir yenilik yapayım!’’ ‘’Bambaşka bir görüntüye sahip olayım!’’ falan değil tamamen doğal sebeplerden, zamanın saçınıza attığı imzaya rötuş yaptırmak için oradasınız. ‘’ diye başlayanlardan. Sonuç mu? Tabii ki aynı… Kuaförümün istediği oldu. Dükkanından çıkarken Emrah kurguladığı şeyi hayata geçirmişti, benim hayatıma.

Tüm bu yaşananlardan sonra sıra geldi eve girmeye… Allahtan Özlem’le beraberdik. O sokak kapısının kilidini çevirip açar açmaz ben koşarak merdivenleri tırmandım. Kendimi yatak odasının banyosuna kilitledim. Arkamdan Erdo ve Oğuz tırmandılar merdivenleri, ‘ Ne yaptın kendine! ’ nidalarıyla… Açar mıyım hiç? Hemen duşa girdim. Sonra saçlarıma şekil verdim. Yeniden makyaj yaptım. Giyinip indim aşağıya. Ve!…

Bunlar yaşanalı iki gün oldu. İki gündür Erdo doğru düzgün yüzüme bakmıyor. Ben her aynaya bakışımda yabancı bir kadın görüyormuşum hissine kapılıyorsam sanırım Erdo’da aynı şeyi hissediyor olabilir. Bak burasından bakıp yazınca farklı gözüktü gözüme; eski Özgüre ihanet ettiğini düşünüyor olabilir. Ayyy kıyamam ya nasıl güzel adam bu.

Bu kadar yadırgamamızın, yabancılamamızın sebebi sanırım saçlarımın çok uzun yıllardır uzun olması. Hatırladığım tek kısa saçlı halim ilkokul dönemime ait. O zamanda bitlendiğim dönemlerden birine denk gelmişti herhal. Bir de saçlarım kesildiğinde çok ağladığımı hatırlıyorum.

Hepsi bir yana şu bi gerçek Emrah narkoz verip kesmedi saçlarımı tabi son a na kadar sürdü ikna çalışmaları. Baktı, olmuyor başladı düzeltmelere. İşte tam o sırada içimdeki ses başladı – Bunu da yapmadım demezsin işte. Nasıl olsa uzayacak. Ne kadar kötü olabilir…  Kocaman küpeler takarsan güzel olur. – vb. lakırdılar etmeye. Ne olduysa o an oldu bana, dinleyiverdim içine ettiğimin iç sesimi ve ‘Kes!’ dedim. Kapattım gözlerimi. Bir tek ‘Kes’ sözcüğüyle aynı zamanda yıllardır tükürdüğüm ‘Kadını gösteren uzun saçtır. Hiç sevmem kısa saçı.’ laflarını da bir güzel yalamış oldum. Hayat!

Ayy durun Elif’in çok beğendiğini söylemedim. Kız çocuğun hali bir başka oluyor yeminnen, yalnız bırakmadı beni. Oğuz’u dünyaya getirdiğim, 15 kilo fazlam olan günlerim de bile ‘Çok güzelsin!’ diyen gene Elif olmuştu. Sonra Nünü sağolsun beğendiğini söyledi. Özlem yorumsuz kaldı, bu kısa saç sevmiyor olmak kalıtsal olabilir mi? Vilo görsün, yorum yapana kadar düşünsün diye utanmadan foto bile ekledim düşünün artık yabancılamayı.

Bu kadar irdeleyip siksonik hale getirmenin bi alemi yok işte… Özetle saçlarımı kestirdim. Nokta!

NOT: Herhangi bir canlıya ama en çok çocuklara işkence, eziyet edenlere kaç tane alem varsa işte hiçbirinde hakkımı helal etmiyorum. Onlar için bir şey de dilemiyorum. Çünkü inanıyorum ki, evrendeki ilahi adalet onların layığını verecek.

özgür tamşen yücedal

 

 

 
4 Yorum

Yazan: 17 Şubat 2014 in GÜNLÜK, KADIN & ERKEK

 

Etiketler: , , , ,

 
%d blogcu bunu beğendi: