Sağdaki dik yokuştan gitmem gerektiğini söylüyor pazara giden yolu sorduğum şişman kadın. ‘’Gel otur soluklan önce, yorulmuşsundur.’’ deyip çekirdek ikram ediyor bana. Bahçe kapılarının önünde duran mavi banka oturuyoruz, yanyana. İki tane kocaman, siyah köpek yanaşıyor yanımıza. Burun burunayım köpeklerle. Korkmuyorum. Sakince uzaklaşıyorlar, selam almış gibi. Teşekkür edip ayrılıyorum şişman kadının yanından. Dikenli tellerle çevrilmiş dik yokuştan tırmanıyorum. Ellerim kanıyor. Canım yanmıyor. Pazardayım.
Uyanıyorum sonra. Gördüğüm rüyayı not etmek için kağıt kalem arıyorum. Yazıyorum rüyamı. Farkına varıyorum sonra hala uyanmamış olduğumun. Rüyamın içinde rüyamı yazıyorum, elimde kalem.
Sevgilim. ‘’Merhaba!’’ diyorum usuldan, uzanıyorum yanına. Dışarıya çıkacakmışız. Üzerimde bana büyük siyah bir elbise. ‘’Gitmeyelim. Burada kalıp sevişelim.’’ diyorum. ‘’Rüyamı anlatayım sana.’’. Aşkla bakıyorum gözlerine. Bir şey söylemiyor. Suskun. Girişleri ayrı, iki katlı, ahşap evin bahçesindeyim. Rüyamı anlatıyorum, parmaklarımı saçlarıma dolamış, dalgın dalgın. Sonra evdeki herkesle beraber sevgilimde gidiyor. Yalnız kalıyorum ben. Kardeşimi görüyorum sonra; ‘’Neden giydin o siyah elbiseyi. Sende giderdin işte onlarla.’’ deyip dönüyor sırtını. ‘’İstemiyordum.’’ Diye mırıldanıyorum ardından bakarken kardeşimin.
Tekrar eve girmek için merdivenleri çıkıyorum. Çok güzel genç bir kadın açıyor kapıyı. Yanlış geldiğimi söyleyip dönecekken durdurup içeriye buyur ediyor beni. Uzun, kalabalık bir masa. Kızkardeşleriyle, yeğenleri gelmişler. Çeşit çeşit makarnalar var uzun masada. Tam tabağıma koydukları makarnayı yemeye başlamışken ben, şarkı söylemeye başlıyor çok güzel genç kadın. Masadakiler eşlik ediyorlar ona. Dalmışım. Kendime geliyorum şarkıyı bitirdiklerinde.
Uzun masada oturuyoruz. Kar yağıyor. Elimde buz parçaları… Üzerimde beyaz havlu… Masada karşımda oturan uzun boylu genç adam ayağa kalkıyor. Güzel gülüşlü genç adam. Rüyamın içinde olduğumu biliyorum. Rüyamın içindeki uyanıklık hissi, gerçeklik garip geliyor.
Uyanıyorum.
özgür tamşen yücedal