RSS

Günlük arşivler: 07 Ağustos 2011

ALDATILMIŞLIK

”Yaşamayan anlayamaz”

    Gerçekten ne kadar doğru değil mi? Yaşamayan anlayamaz, bilemez.  Bunlardan yürekte taşınması, kabul edebilmesi en zor olanlarından bir tanesi belki de; aldatılmak. Ayak parmaklarınızın ucuna kadar her hücreniz acır, kanar. Sizi içine öylesine  hapseder ki duygular; çığlıklarınızı kimse duymaz, duyamaz, duysada anlayamaz. İçine kimsenin giremiyeceği bir ıssızlık. Eksik, değersiz hissettiren, öfkeye yenik düşen ruh halinin ardından gelen kendine acıma evresi ve çaresizlik hissi. Aldatana karşı hissedilen öfke öyle bir noktaya gelir ki; ihanete uğramamış herkes; aldatılan gözünde aynı olmaya başlar, kötü ve haindir hepsi.

     Güneş bir daha ne zaman doğar? Neden, neden, neden, O’nun başına gelmiştir. Dualar susmuş gibidir. Dualarla beraber, herşey, herkes susmuştur.

    Paylaşılmış, katlanılmış bir dünya olay; hakettiğim bu muydu dedirten. Ve giden kişi: götürür hakkı olmayan onca hatıranızı da, izin almadan götürüverir. ”Bana nasıl, neden yaptın bunu” sorularınızı cevapsız bırakarak çekip gider, ardında siz: kocaman bir boşluğun içinde. İşte; anın içinde yok olup gitmek istenildiği zamanlardan biri daha…

    ”Git” demesi o kadar kolay olmaz, ”Kal” demesi  belkide daha zor. Paylaşılan yıllar içinde inandığınız herşey yalan olmuştur, eğer ”Kal” denirse o zamandan sonra yaşanacak herşeyin üzerini kara bir bulut gibi örtecek olan yalan.

    Aldatan ise aldatmakla da yetinmez, aldatılandan onu anlamasını, özgür bırakmasını ister. İster ki unuttuğu, bilmediği, yeni, yeniden bulduğu, onu ondan alıp götüren ”aşk” ını anlasın, affetsin ki aldattığı; hissettiği bu duyguların üzerine vicdanından kopup gelen kara bulut, vicdan azabı temizlensin. Aldatılanı haksız yere üzdüğü, yaraladığı için kendini affedebilmesi için tek ihtiyacı olan; affedilmektir. Affedildikten sonra kara bulutlar yokolup gidecek onu ve aşkını özgür bırakacaklardır, çünkü.

   Ama hiç bir kadın gönül rızasıyla vermez, vermek istemez elinde kalan son şeyi. İster ki; aldatanın ve aşkının üzerinde olsun vebali, ta ki son nefesini verene kadar. Sabırla beklemeye razıdır artık aldatılan; son nefese kadar…

    Şu an bu satırları yazarken, uzaklarda bir yerlerde aldatılan bir kadının kalbi olmuş, çığlıklar atıyorken kalbim. Ve biliyorken hiç kimse, anne şefkati bile dindiremeyecekken içindeki sızıyı; okuduğum bütün şiirler, dinlediğim bütün şarkılar, dilimden dökülen bütün dualar O’nun için.

    Gün gelecek herşeye, herkese rağmen güneş doğacak, aydınlanacak karanlığı. Zaman geçecek, dualarla açılacak elleri, şarkılar söyleyecek kendisi için, kızı için. Ve vebali; bıraktığı yerde bekleyecek takiiii son nefese kadar…

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 
7 Yorum

Yazan: 07 Ağustos 2011 in GÜNLÜK, KADIN & ERKEK, İNSANOĞLU

 
 
%d blogcu bunu beğendi: