‘’ Şeytan aldı götürdü, bulabilen getirsin!’’
Başkaları bulamasın diye bir yerlere sakladığım şeyleri bulamıyor oluşumdan bezdim yemin ederim. Hele saklarken içimden ‘’ Nereye koyduğumu düşündüğümde aklıma ilk burası gelir! ‘’ diye geçiriyor olmam iyice trajikomik. Gözümün önünde durup da göremiyor olduklarımdan bahsetmiyorum bile.
Hiç aklımda yokken parmaklarım klavyeye dokununca aklıma gelen ise; içimde bir yerlere saklayıp şimdilerde bulamadıklarımı ne halt edeceğim. Hayır, şu ” İç ” dediğimiz üç göz oda olsa kolay kolay da… Ha üç oda olsa baş edebilir, bulabilir miyim orası da ayrı. Her girdiğim odada tekrar tekrar kaybolmak, kaybetmek ihtimalimde var.
En iyisi hiç o sulara girmeden çekmece, dolap açıp kapatıp arayıp da bir türlü bulamadığım eşyamı aramaya devam etmek sanırım.
Notun Dibi (Dipnot): Normal bir insan, hayatının 15 ayını kaybettiği eşyalarını aramakla, 5 haftasını da kaybettiği yolu aramakla harcıyor ise benim gibi sürekli kayıplarını arayan, mütemadiyen yolunu kaybeden bir salağın boşa geçirdiği vakiti hesaplayabilmek için ayrı bir anket yapılmalı!
Bu kadar içe döndük götümüzü gördük günler yaşadığımız dönemde aramalarımızın ebelerimize ulaştırmayacağı güzel günler, hayrının hıyarlıya çıkmayacağı hafta sonları diliyorum. Hee bir de; kendimizi bilelim ya yalnızca kendimizi bilelim.
özgür tamşen yücedal
belgin aydın
28 Şubat 2014 at 09:51
Benim de sağ elimdeki telefon kulağımdayken, “Nereye koydunuz telefonumu?” diye sol kolumla anlamsız hareketler yapmışlığım, sinirden gürlemişliğim vardır.
BeğenBeğen
ouzelf
01 Mart 2014 at 15:28
senin olan, senden gelen, senin yaptığın her şey güzel…
BeğenBeğen