RSS

Günlük arşivler: 29 Nisan 2014

daha fazla yalan yok!

  

Screen shot 2014-04-29 at 23.51.55

BAŞKA birine âşık bir kadına ya da erkeğe asla âşık olmayacaksın çünkü âşık olan aşık olunanla asla âşık atamıyor! Ve bu dünyada karşılıksız aşktan daha boktan bir şey de yok… Ne büyük savaşlar, ne büyük zaferler, ne büyük yıkımlar, ne de büyük mutluluklar umrunda oluyor insanın. Tek bir ana, tek bir isme, tek bir duyguya kilitlenip kalıyorsun. İçinde bir kurt yavaş yavaş yiyor seni… Havadaki kuşlar, yollardaki otomobiller, denizdeki vapurlar, karşındaki duvarlar, ayaklarının altında akıp giden kaldırımlar, yanı başında seninle yürüyen ağaçlar hatta rüyaların bile hiç durmadan aynı şeyi fısıldıyor kulağına: “O da seni seviyor!” Ama sen doğru olmadığını biliyorsun! Nasıl bildiğini bilmeden biliyorsun. Hayatın sana kurduğu o birkaç kelimelik cümlenin doğru olmadığını, kimsenin bir şey söylemesine ihtiyaç duymadan harf harf, hece hece, kelime kelime biliyorsun…

 BENİ ANLARSA BİR TEK CYRANO ANLAR

Harflerden oluşturduğumuz tek cümlelik paketlerin içine doldurup üstüne de renkli kurdelelerden havalı birer fiyonk yaptığımız paketleri açıp baksak bir gün, inanmak istediğimiz yalanlarla dolu onlarca hatırayla yüz yüze geliriz hepimiz… Sürekli gitmeyi aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz yerlere doğru kıvrılıp duran hayatımızın bir anında, bir köşe başında hepimiz karşılıksız bir aşkla kol kola durmuşuzdur bir kez… Bundan yıllar yıllar önce develer tellal, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir kız vardı hayatımın tam orta yerinde. Gözleri, saçları, elleri için, bir gülüşü, bir tatlı sözü için kürdan gibi kollarıma, çelimsiz vücuduma bakmadan uğruna tepegözlere meydan okuyup hiç düşünmeden ejderhalarla savaşmayı göze alacağım bir kızdı… Güneş de benden yanaydı yıldızlar da… Hayata dair bildiğiniz ne varsa her adımımda kulağıma fısıldıyordu: “O da seni seviyor!” Ama gelin görün ki ben onu ne kadar seviyorsam o da bir başkasını o kadar seviyordu işte. Şimdi burada ne kadar anlatsam da zavallı halimi, şu yalan dünyada koca burunlu, koca yürekli Cyrano de Bergerac’tan başka kimsenin anlayabileceğini sanmıyorum…

HER ŞEYİ BIRAKIP ÜLKEYİ TERK ETTİM

Dünyaları karşısına alıp, “İstemem, eksik olsun” diye haykıran Cyrano için söz konusu güzel Roxane olduğunda nasıl her şey teferruat oluyorsa benim için de öyleydi. Ta ki bir gün Arjantinli büyük düşçü Jorge Luis Borges’in bir öyküsündeki şu cümleyi okuyana kadar: “Bir kadının aşkını elde etmeye çalışan adamlar vardır, onu unutabilmek, bir daha düşünmemek için…” Kitabın kapağını kapattığımda Cyrano’dan aşağı kalmayacak bir şövalyelik yaptım, bu ülkeyi terk ettim! Ne varsa ona dair burada bırakıp hayatımın en uzun yolculuğuna çıktım. Aramıza koca koca dağlar, ovalar girdi; şehirler ülkeler, krallar krallıklar, cinler periler, türlü türlü masallar, soğuk soğuk rüzgârlar girdi sonra… Unuttum…

SİZ BİR ADIM ATIN GERİSİNİ HAYATA BIRAKIN

Şimdi oturduğum yerden, bir zamanlar benim hiçbir yere gitmediğini düşündüğüm yolların kesiştiği o köşe başına bakıyorum… Bundan 15 ay evvel, sürekli gitmeyi aklımın ucundan bile geçirmediğim yerlere doğru kıvrılıp duran hayatımda, karşıma çıkan en güzel şeyin peşi sıra bir adım atıp yavaşça köşeyi döndüm ve yeniden kalabalığa karıştım. Bugün benim bitip her şeyin başladığı yerde Thom Yorke’yle birlikte mırıldanıyorum: “Daha fazla yalan olmayacak, daha fazla yalan olmayacak…” Artık biliyorum, bütün mesele bir adım atmakta… Daha ilk adımımızda düşüp bir yerlerimizi kanatsak da tüm yapmamız gerken o ilk adımı atmak… Sonrasını hayat hallediyor zaten…

KADİR KAYMAKÇI ( 18 / şubat / 2012 )

 
2 Yorum

Yazan: 29 Nisan 2014 in OKUDUM

 

Etiketler: , , , , ,

 
%d blogcu bunu beğendi: