Yaz tatilimizin huzur dolu sabahında elime gazeteleri almışım. Bir keyif bir keyif. Yanımda ki sehpanın üzerinde bol köpüklü – şekersiz kahvem. Karşımda Erdo. Çocuklar henüz uyanmamışlar. Nasıl ama?
Gazeteyi aldım elime. Başladım huşu içinde sayfaları çevirmeye. Takdir edersiniz tatil modunda olduğumdan manşetleri atlayarak direk daldım magazin eklerine. Derken, okuduktan sonra hazmı benim için zor olan gazetecilerden birinin Sertap Erener’le yapmış olduğu röportajı gördüm. Daha doğrusu asıl dikkatimi çeken Sertap’ın fotoğraflarıydı. Röportajın sonlarına doğru gazeteci hanım soruyor:
– Ve gelelim “Sertab çok güzelleşti” konusuna. Ne yaptın da bu kadar gençleştin, güzelleştin? ‘’ diye.
Sonra Sertap diyor ki;
– Kendime çok iyi bakıyorum. Dışarıdan hiçbir şey işe yaramıyor; ne krem, ne botoks ne de estetik müdahale. Her şey içeriden iyileşiyor. Ben bunu buldum. İçin iyileştikçe, bu dışarıya cildin, bakışın, duruşun olarak yansıyor. Güzelleşiyorsun. Tabii cildime gereken önemi de gösteriyorum.
Geçenlerde de kuaförde Oğuz’un saçları kesiliyorken koltuğa oturmuş bekliyorum. Beklerken duvarda asılı, müzik yayını yapan bir kanala ayarlı olan televizyona bakıyorum. Ve ekranda bir an da Sertap Erener’in videosunu dönmeye başlamasın mı? Aman Tanrım! Bir denge, bir arınma akıyor gene hatunun yüzünden inanamazsınız. Videoda oynayan arkadaşım Gamze’nin duru güzelliğinin gerçekten Tanrı vergisi olduğunu bildiğimden olsa gerek şaşkınlığım zirve yaptı… O an da – Yok artık.– diye geçirirken aklımdan Oğuz’un elinden tuttuğum gibi, her yanı aynalarla kaplı mekândan kaçarcasına çıktım. Çıkmayayım da ne yapayım?
Yani arkadaşlar Sertap Erener son yıllarda geçirmiş olduğu değişimi iç dünyasındaki denge ve arınmaya borçluymuş. Ağzımızın burnun yer değişmesini sağlayabilecek olan denge, arınma sınırı nedir acaba? Tatil süresincede düşünüp durmuştum. – Yarabbi dengesiz olduğumdan mı bu haldeyim acaba?- Diye. O gün bu gündür de pek bi değişiklikte yok. Hatta son zamanlarda manşetleri okuyup, haber dinledikçe gittikçe bozulan dengemi göz önünde bulundurursak, tahmin edin ne haldeyim.
He röportajda dediğine göre bir de sevgilisi ile tam beş yıldır hiç kavga etmemişler. Ben gerçekten ne dengesiz kadınım yarabbi. Sertap’la kıyaslarsam gerçekten çok dengesizim. Bir de arınamamış. Ama ben size söylemiştim: ” Benim daha çok çokkkk yolum var. ” diye. Melekler ‘i hatırlayanınız vardır.
Ayy gene süperim cuma cuma… Neyse anacığım herkes birbirini yok etmek, öldürmek, suçlamak, yalanlamak istiyorken bizim dengemiz yerinde olsa ne yazar.
Bütün bunlara rağmen kardeşimin dediği gibi bende ‘’ Dünya dönüyor.’’ Diyor ve herkese, hepimize mutlu hafta sonu dileyerek huzurlarınızdan ayrılıyorum.
Hoşça – sevgiyle kalın. Siz gene de dengenize dikkat edin, ne olur, ne olmaz!
NOTUN DİBİ: Eklemeliyim ki; bunlar Sertap Erener’in muhteşem sesi, yorumu, başarıları, şaşmaz çizgisine duymuş olduğum saygı ve hayranlığı asla sarsamaz. Bakış açım tamamen kadınsal dürtülerin yörüngesindedir. Aslında sanane kadının değişiminden, güzelliğinden, değil mi? Ama yok hemcinsleriyle biz kadınlar kadar uğraşan başka bir tür var mı? Ben bu aralar ne kadar çok soru sorar oldum. ( içimden son cümleye ”DEĞİL Mİ?” eklemek geldi ama tuttum kendimi. Yok tutamamışım.)
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL