RSS

BABA, OĞUL VE KUTSAL ROMAN

18 Nis

yazı yıldızlara benzer, gördüğünüz ‘’ şimdi ‘’ çok öncelerde yazıldı, yaşandı. ( Murat Gülsoy )

   İlk sayfalarından sonu belli olan, beyaz dizi tadında, konuları birbirlerinin aynı, kurgusu olmayan, karaktersiz,  neredeyse fabrikasyon kitaplardan size de gına geldiyse müjdemi isterim. Okunabilinecekler listemiz için yeni bir kitap geldi: BABA, OĞUL VE KUTSAL ROMAN. Biz kitapla, heyecanlı bir buluşma ardından ise mutluluk ve tatmin dolu bir veda yaşadık. Benim hiç susmayan iç sesim tepemden ayrılmazken kitabın başkarakterinin iç sesi de geldi mi tepeme ( Gollum ) tam olduk. Anlayacağınız bir keyif, bir keyif…

  Bu satırları yazarken tek bir sorunum var. Ne mi? Hakkında yazmak istediğiniz kitabın yazanını tanıyorsanız  o bir eleştirmen, eğitmen, akademisyen, yazar ise üstüne üstlük ödüllerle taçlandırılan başarılara imza atacak kadar iyiyse  bana geldiği gibi ‘’ kal ‘’ gelir ve kalırsınız. Söyleyebileceklerim; doya doya, kana kana, yorulmadan, anlayarak gerçekten iyi bir kitap okudum. Karanlıklarıma girip dolaştım dar sokaklarımda. Labirentlerde kayboldum. Unutmak istediklerim geldi yapıştılar yakama. Utandım aşina insanlık hallerimden. Umutlandım. Heyecanlandım. Güldüm geçtim hallerimize. Olasılıkları düşündüm gene. Okurken içim geçti, anlık görüntülerle izledim bazı sahneleri.

  Raflarda ararken onun gibisini… uçtu uçtu kitap uçtu, geldi kondu kütüphaneme. Aynı keyfe sizleri de davet ediyor ve yazıyı Murat Gülsoy’a bırakıyorum.

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

Her şey günlük güneşlik bir mayıs günü başlamıştı. ( sayfa 28 )

Sarıldık. Bazen insanın düşüncelerini başkalarının duymamasının çok yerinde bir doğa yasası olduğundan emin oluyorum. Özlemle sıktı beni kollarında. Bu derece âşık mıydık? ( sayfa 46 )

‘’ Dediğine göre rüyadaki âlemle bizim âlem arasında geçitler varmış.’’ (sayfa 128 )

‘’ Bilmiyorum. Ama insan rüya görürken daha savunmasız oluyor, diyor dedem. Bir kere insanın rüyasına girdin mi zihnine de girmeye başlıyorsun… Yani sen burada uyanıkken dedem senin zihninin içine bir şekilde sızabiliyor. Benim anladığım o…’’ ( sayfa 129 )

Ansızın kabuğumda bir incelme oldu; beni dış dünyaya karşı koruyan o zırh şeffaflaştı, bilinmek arzusuyla dile geldiğimi hissettim. Durdurmak istemedim bu akışı.( sayfa 133 )

 İnsanın içi en derin uçurumdur.

Gitgide yazmayı bir saplantı haline getirdim… İçinde siyah güllerin, kuzgunların, ışıksız yıldızların, karanlık suların kaynaştığı o gizli kuyunun içine gözlerimi dikip bakmaya başladım. Oysa kuyunun en derin yeri Medusa’nın bakışıymış eski aşkların, ölümün ve unutuşun kaynaştığı. İşte yazmak böylelikle esir aldı beni. O şiirde denildiği gibi… Rüyasında özgür ve mutlu olduğunu gören bir mahpusa dönüştüm. ( sayfa 220 )

Sen de biliyorsun ki hepimiz mutsusuz. Bu çok derin, varoluşsal bir şey. Hayatın boktan bir yalan olduğunu, kısa süre sonra da hiçbir bok anlamadan terk edip gideceğimizi biliyor olmanın getirdiği bir gerilim bu. ( sayfa 229 )

Birbirimize sarılıyoruz. Beden gölgeye, hayal gerçeğe. Uykuya dalıyoruz… yavaş yavaş… sınırlarımız eriyor… karışıyoruz. Rüyamda yüzümü görmeyi diliyorum en son. ( sayfa 249 )

 
2 Yorum

Yazan: 18 Nisan 2012 in OKUDUM

 

2 responses to “BABA, OĞUL VE KUTSAL ROMAN

  1. nehirida

    18 Nisan 2012 at 06:27

    Bir süre önerilere bakmayayım demiştim ama hem öneriyor olman hem bazı alıntılar merak uyandırdı. Alayım çok teşekkür ettim.

    Beğen

     
    • ouzelf

      18 Nisan 2012 at 14:35

      Ebru bende de feci birikmişti okunacaklar. Ama hepsinin önüne geçirip elime aldım bu kitabı. İyiki almışım çok büyük keyifle okudum. Bu keyfimin iki gece sürmüş olmasına üzülmüş olsam da kütüphanemde olmasından mutluluk duyduklarıma bir tane daha eklemiş olmanın sevinci ayrı. Sevgiler…

      Beğen

       

Yorum bırakın