Günaydın
Bugün sormayacağım; ‘her şey yolunda mı?’ diye. Herkeste var bir bit yeniği, bir tırtıklayıcı düşünce, garip garip haller… Milletçe yaşıyor olduklarımıza hele hiç dokunmak istemiyorum. Kara tarihimize yazılan gencecik isimler için tekrar tekrar, tekrar tekrar rahmet diliyorum.
Sabah arkadaşımla konuşurken ‘Off Özgür çok bunaldım! Kafa dinlemek için kaçmak istiyorum buralardan.’ dedi. Ulan kendisini yanında götürdüğü yerde kafa dinleyebilmiş olan var mı hiç. Kendini yanına almadan bir yere gidebilmek mümkün olmadığına göre de bu denklem kökten yanlış, yalan. Derdin kaynağı zaten kafada dolananları dinlemekken kafa dinleme çabaları sonuçsuz, anlamsızdır. Tek çözüm var, hep yazarım; beyni sök bas çamaşır suyuna, bak nasıl pırıl pırıl. Gerçi çamaşır suyu da çok zararlıy mış. En iyisi çağın mucizesini kullanalım; sirke. Sirke tekrar keşfedildi! Küllerinden doğdu! Vayyy!
Ama hakkEtten ne menem şey miş; yaramadığı halt yok. Ota boka sirke koy, banyo yap son durulama suyuna koy, nazara gelmemek için sirkeyle silin, sebzeleri sirkeyle yıka… Abicim bu sirke fabrikalarının sahipleri hükümet yakını falan mı acaba, gelmiyor değil aklıma. Bir sirke efsanesi yıkılıyoruz. Yalnız şunu itiraf etmeden de geçemeyeceğim; sirke geldiğinden bu yana evde deterjan giderlerinde gözle görülür, cepçe hissedilir fark var. Kafaya dikip lıkır lıkır içsek kalpte de aynı etkiyi gösterir mi acaba, denemek isteyen olursa haber salsın bizim evde sirke stoğu sağlam.
Bunalımdan girip, kafa dinlemenin yollarında yürüyüp sonunda sirkeye varmış olmam takdire şayan, biliyorum. Of ne bileyim işte kafa bi dünya, yettittirebildiğim kadarıyla ahan da bu oluyor. Yazmayınca rahatlayamıyorum. Buraya gelip iki attırıverince biraz idare eder kıvama geliyorum.
Bayram geçti üzerimizden zaten hâlâ bir sersemlik üzerimde. Normalini de biliyoruz diyenler aldılar paylarına düşen küfürü ona göre. Ayy ama bak kötü haberim var; mendil bulamadım pazarda! Sipariş edip bir sonraki gün gittim almak için o zamanda pazarcı unutmuştu. Bol bol çikolata yedi çocuklar ama benim fantezi içimde patladı. Annem olsa kesin bulurdu lan. Kendini bu uğurda feda ederdi. Ben yeterince ihtiraslı davranmadım mı acaba. Şimdi bu satırların sonunda, mendil olayını başarısızlık olarak adledersem benim kafayı ne çamaşır suyuna ne de sirkeye basmakla uğraşmayın direkt çöpe basın. Ben en iyisi bugün bamya alayım! Onunla savaşım unutturuyor her şeyi, bamyanın sümüğüne karışıyor benim abuk sabuk düşünceler.
Yeni tanışanlara, ilk ‘merhaba’ ya, sıcağa rağmen sevişebilenlere, güvenebilenlere, güvenemeyenlere, özleyen, hasetlenenlere, züppelere, mütevazı olanlara, uzakta olanlara, uzaktayken yakın hissedilenlere herkese selam olsun. Sağlığa, çocuklara, olgun kız evlatlara, soluğa, sabaha, geceye… şükürler olsun. Takıp takıştırmayın kafaya…
özgür tamşen yücedal