RSS

KARINCA DAĞA KÜSMÜŞ

02 Ağu

 

 

  Döndüm, döndüm. Uzun zaman olmuştu ama şükür ailece bir aradayız. Bunun dışında dönmüş olmaktan ne kadar memnunum, tartışılır. Haa geçen gün bahsetmiştim ya bir köpekten işte üstteki fotoğraftaki o. Ertesi günlerde de ipi koparıp koparıp ziyaret etti bizi. Nasıl güzel, değil mi? Yerleşme maceralarım, köy hayatı, mal gibi öylece dalıp gidebildiğim sessiz sabah – akşamlar, değişen hayallerimizi falan yazacağım derken bir feribota bindim, uçup gitti hepsi. Evet! Özelleşen İDO’ dan çok özel hizmet aldık. Online aldığımız biletleri somut, karta basılmış olarak alabilmek için ter döktük. Aylardır arızalı olan bilet gişelerinin ardında konvoy oluşturmuş onca araç, abondele olmuş onca insan… Can havliyle içeriye girdin mi? Bu defa yırtılmaya yüz tutmuş döşemeler, leş gibi tuvaletler. Üst katta Cafe NERO’nun, alt katta lüks cafe, gran tuvalet giyinmiş badem bıyıklı elemanların hakkını yemeyelim. Bense salak. Karınca dağa küsmüş dağın haberi yok durumdaydım gene. Ne olacak bu hallerim onu hiç bilemiyorum. Pazarcıya küser alışverişi keserim, tezgâhtara küserim mağazadan çıkarım, köşe yazarına küserim gazeteyi almam, yayınladığı diziye küserim kanalı izlemem falan. Bugün ise İDO’ ya küstüm açlıktan geberiyordum. Beni geçtim çocuklar sefil oldular, yazık. Yanımızda oturan kadın da cafede ne var ne yok yığmadı mı çocuklarının önüne süper oldu. Oğuz ağlayıp durdu ‘’ Paramız neden yok. ‘’ diye diye. Söyleyecek başka bahanem yoktu. Ama sonunda söylediğiyle iyice koptuk Elif ve ben ‘’ Anne sıkıcı, baba mutlu edici.’’ dedi velet. Ama ben küsmüşüm bir kere, dönmem sözümden. Bundan sonra feribota mike mike binmek zorunda kalmalarımda yolculuk sırasında yemek için, kayınvalide usulü poğaça, soğuk meyve hazırlayacağım kesin. Biliyorum diyeceksiniz ‘’ İstediğin kadar hazırla, çocuklar gene isterler büfeden bir şeyler.’’ diye, Onun icabına da o zaman bakarız. Feribottan inince İstanbul Büyükşehir’e, karayollarına, hayvani kılıflarından sıyrılıp evrimini tamamlayamamışlara küslüklerim başladı ama yapacak bir şey yoktu. Bu diyarda yaşayacaksak gütmeye devam. Evet, efendim bu gün ki yolculuk maceramız bu kadardı. Aşağıda merak edenler için İDO işletmesiyle ilgili alıntıladıklarım var. İzlemeye devam, öyle mal mal cinsinden.

– İBB, İDO’yu özelleştirmek için ihaleye çıkıyor. Zarar eden hatları özelleştiren, vapurlarda alkol araması yapan, kanal 24’e yayın hakkını veren, şehir hatlarını kendi kuruluşuna ihale ile devreden İBB, deniz ulaşımında istediği gibi at koşturmaya devam ediyor.

 – “Adalar’a gitmek üzere İDO Kabataş Deniz Otobüsü İskelesi’ne gelen bir yolcumuzun, yanında bulunan dört şişe şarapla gemiye binmesine bir güvenlik görevlisince izin verilmediğine ilişkin haberler kamuoyuna yansımıştır. İDO’nun alkollü içkilerin kapalı şişelerinde taşınmasıyla ilgili kısıtlayıcı bir düzenlemesi bulunmamaktadır.
Söz konusu haberle ilgili araştırma başlatılmış olup, güvenlik görevlisinin tutumu güvenlik amirliğimiz tarafından incelenmektedir. Yaşanan bu olay nedeniyle mağdur olan yolcumuzdan özür dileriz.”

– Özelleştirilmesi sonrasında uyguladığı “esnek ve dinamik” fiyat politikası sonucunda son dakika biletlerinin fahiş fiyatlara satılması ve internet satışında meydana gelen sorunlardan dolayı çok fazla tepki alan İDO’nun ortağı Akfen Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Hürriyet’e yaptığı açıklamada cuma gününden itibaren tek fiyat sistemine geçeceklerini açıkladı. Yaptığı açıklamada, dinamik fiyat sisteminin “hatalı” olduğunu kabul eden ve bundan dolayı tüm yolculardan özür dileyen Akın, bir keresinde kendisinin de bilet alamadığını söyledi. Akın, ayrıca, dinamik fiyat sistemindeki hatalardan dolayı yolcu sayısında yüzde iki oranında bir azalma meydana geldiğini kaydetti.

– Giderek daha fazla özelleşen, personel alımları gibi konularda daha keyfi davranılan İDO’ da, dikkat çeken keyfi uygulamalardan biri de televizyon yayınıydı. Vapurlara ve iskelelere plazma televizyon alınmasında sponsor olan Kanal 24’e bu televizyonlardan yayın tekeli verildi. AKP’ye yakınlığı ile bilinen bir haber kanalının tüm vapurlarda kesintisiz yayın yapması yolculardan tepki alırken, İDO yönetimi bu konudaki sessizliğini sürdürüyor. Yine vapurlardaki, iskelelerdeki büfelerden Ülker ürünlerinin satılması da bu konuda dikkat çeken uygulamalardan biri.

– Masalı merak edenler http://haber.sol.org.tr/ekonomi/ozellestirme-masalinin-son-ornegi-ido-haberi-56277 adresinde okuyabilirler.

Geçenlerde Balçiçek Pamir İDO’yu bir savunma bir savunma, artık ardında ne varsa? Varsa diyorum çünkü bu zamanda hiç kimse çıkarı olmadan kalem oynatmaz oldu. Ki çıkarı olmadan oynatanlara ne olduğu da ortada. Hatun ‘’ Denizde ne olursa İDO’ dan bilmeyelim. Vurun abalıya durumuna dönüştürmeyelim.’’ demiş. Deniz taksiyle ilgili sorun mu yaşadın? Fadıl Akgündüz’den ( Jet Fadıl )  bilecekmişsin. İDO olunca durum farklıymış; eleştiriler karşısında kendini toparlayan başka kurum var mıy mış. Turşuculara bak, şıracılara bak, âleme bak. Al birini vur öbürüne değil de nedir bu? Kara bitti, denizlerde gitti! Hadi hayırlısı olsun.

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 
Yorum yapın

Yazan: 02 Ağustos 2012 in ÇOCUKLAR, GÜNLÜK

 

Etiketler: , , , , ,

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

 
%d blogcu bunu beğendi: