Anlamsızlığın bir anlamı vardı, bir adı vardı; hayat diyorlardı buna. Her sıradan sözcük gibi, içine girince, yineleyince bir şey ifade etmiyordu. Sıradan olmayan sözcükler arıyordum. Yoktu. Çevremdeki insanlar, sözcükleri kendilerini iyi hissetmek, çıldırmamak için kullanıyorlardı. Aslında hepsi de evreni saran boşluğa aittiler ama bunu kabul etmektense, o boşluğa bir anlam yükleyip varlıklarını birbirlerine onaylatmayı yeğliyorlardı.
Düşündüklerim sözcüklere sığmıyordu artık. Sözcüklerin kılıfını patlatıyor, dışarı taşıyordu. Bir şey söylediğimde, başka bir şeyi anlatmış oluyordum. Elma diyordum ama elmayı anlatmak istemiyordum. Bir dili bilmenin bütün avantajlarını yitirmiş gibiydim. Üstesinden gelemediğim bir durum oluşturuyordu bu: bir kaos!
( menekşeler atlar oburlar / Hüsnü Arkan )
guguk kuşu
22 Şubat 2013 at 08:48
engin geçtanın bi kitabı var: hayat. hele bi oku:)
BeğenBeğen
ouzelf
22 Şubat 2013 at 10:46
An itibariyle sipariş onayı mail kutumda yani iki güne kadar da kitap elimde Guguk Kuşu. Şairin Romanı’nı henüz bitiremedim lakin bu defa dönüşüm kısa sürer diye tahmin ediyorum. Sevgiler…
BeğenBeğen