Gün, günler aydın olsun! Gelecek günlerimiz pırıl pırıl olsun! Başı açık, başı kapalı farketmez beraber olsun! Bizim, sizin değil hepimizin olsun! Dilimizin konuştuğu lisan ortak olsun olmasın anlayabileceğimiz, anlaşabileceğimiz günler olsun! Dost görünen düşmanlarımızın beklentisine inat dalgalanan ay-yıldızlı bayrağımızın altında omuz omuza olacağımız günler olsun! Öteki yerine konulduğumda da, beriki sanıldığımda da niyet, dileklerim bunlardı bundan sonra nerede görür zannederler umurumda değil ama niyetim, dileğim hep böyle kalacak. Aman korkmayın balkon konuşması taslağı falan değil yazdıklarım. Ne din ne de siyaset bana göre değil. Ama nedir bu geçmiş hesaplaşmaları, hesaplaşamamaları, yeter. Sıçtığımın geçmişi geçmişte kaldı bokuyla gelecek bulanıyor. Ha ayrıca bu iktidar, muhalefet, o parti bu parti birbirlerini yiyiyor gözüküyorlar ya bence hepsi danışıklı dövüş, bilmemizi istedikleri kadarıyla bizim aklımız kesmez bu işlere. Biz ancak alemin tüm sanalllarında onu bunu paylaşır, beğeniriz o kadar. Onlar gene ve gene bildikleri, kararlaştırdıkları gibi yaparlar bizlerde öylece bakarız. Pompaladıkları şeylerin gazına gelmemeliyiz eyy ahali, akıllı köprü arayıncaya dek, deli suyu geçermiş. Akıllı geçinip oradan oraya savrulup duruyor savrulmakla kalmayıp birbirimizi kaybediyoruz. Ki bu hiçbir siyasetçinin umurunda da değil. Halkın partisi, halkın adamı falan kalmadı artık yalnızız.
Bakın şimdi biz on yıldır çok büyük çoğunluğunun hayli muhafazakar olduğu, duyduğumuza göre ülkede varolan tüm cemaatlerden insanların olduğu bir sitede yaşıyoruz. Site dediğim yer iki köy nüfusunu aşacak çoğunlukta olduğundan birbirimizi neredeyse hiç görmüyoruz. Hepimiz büyük ağaçlarının çevrelediği mahrem hanelerimizde yaşayıp gidiyoruz. Sessiz sessiz, komşularımız yokmuş gibi… Ama bakıldı ki, böyle yaşanmıyor. Gençlerin sokağa çıktıklarında gidecekleri, insanların tanışmalarına bahane olacak mekanlar açılmalı, ‘merhaba’ demeli komşular birbirlerine, müzik sesi gelmeli bir yerlerden, sokakta oynayan çocuk seslerinden şikayet etmeli, camdan birbirlerini sabah kahvesi için çağırmalı kadınlar, mangal kokusu ara sıra ortak olmalı falan falan. Şayet bu gidişe dur denilmezse ölü ve gittikçe daha da ölü bir site olacak(tı) burası. Yani birilerinin ayağa kalkması, yönetime karşı çıkılması, birlik çağrısında bulunulması gerekiyordu. Neyse uzatmayayım (çünkü uzatabileceğim bir konu) geçen gün posta kutusunda bir toplantı davetiyesi buldum. Sitemizde yaşanlarla, son yıllarda ülkemizde yaşananlar, mahallelerden başlayıp iktidara muhalefete kadar süren siz di, biz di kavgası arasında örtüşen şeyler bulduğum için paylaşmak istedim (ekte), dileyen okusun.
Aman be ne ciddi geldi kastı beni yazdıklarım. Baştan alacak olursak:
Bugün cuma; bugün kimileri cuma namazı kılacak, kimileri akşam kadehini dolduracak kime ne? Birbirlerini yiyenler yesinler biz bakalım kendi dalgamıza, yaşayalım mis gibi. Namazların hayrına, kadehlerin şerefine güzel cumalar!
özgür tamşen yücedal
İşte ek:
Değerli komşularımız;
2014 yılı başında sitemiz sakinleri olağan kurul toplantısı ile kendi yönetim kurulunu seçecelerdir.
Biz site sakinlerinin tercihi dışında, site yönetim planı gereğince atanmış kişiler tarafından yürütülmekte olan site yönetim kurulu görevini, sitemiz sakinlerinin hür iradesi ile seçeceği yeni yönetim kuruluna bırakacaktır.
Çok önemli bir olgu olan komşuluk ilişkilerimizi yıpratmadan, komşuluk haklarımıza dikkat ederek, birbirimize karşı hoşgörülü bir şekilde, bu seçimi gerçekleştirmek zorundayız.
Önyargılarımızdan uzak, birbirimize karşı öteki ya da beriki şeklinde ayırımcı duygulardan kurtulmuş, samimi ve yapıcı bir tutumla mevcut tüm problemlerin üstesinden gelebiliriz.
Geçmişle yaşayarak, geçmişten gelen kavgaların gölgesinde kalarak hiçbir yere varamayacağımız gibi, dünü değil bugünü ve yarını planlayarak, bazı gerçeklerin farkına vararak hareket etmek durumundayız.
On senedir biriken ve çözülemeyen problemlerin, kişi ya da kurumların hedef gösterilerek çözüLEMEYECEĞİNİ huzur isteyen herkes bilmelidir.
Problemleri olan ya da olmayan herkesin bu site içerisinde yaşadığını kabul ediyorsak, isteklerimiz ve sıkıntılarımız noktasında birleşiyorsak, o halde birbirimizin haklarına saygı duyarak, el birliği ile bütün bu sıkıntılarımızın üstesinden en kısa süre içerisinde gelebileceğimize olan inancımız tamdır.
Bizler bugün var yarın yokuz. Çocuklarımıza huzur dolu bir site bırakmak istiyorsak, hangi düşüncede olursak olalım mutlaka bir araya gelerek, dertlerimizi dile getirelim ve çözüm fikirlerimizi paylaşalım.