Sabahtan beri konuştuğum yazıştığım; olan bitene akıl erdiremeyenler, karısını terk etmeye götü yemeyen adamlar, kocasını terk eden kadınlar, hastalık karşısında çaresiz kalanlar, ölümsüzlüğe inananlar, bunu kafaya takmayanlar, dalga geçenler, fazlasıyla ciddiye alanlar yaşamı, aşkından dünyanın altını üstünü belleyenler, sınav sonuçlarına sevinenler, bankada sıra bekleyenler, dua edenler, lanet okuyanlar, şükür edip daha fazlasını isteyenler, birbirinden nefret edip birini özleyenler, hatırlayıp gökyüzüne bakan kuşlara selam çakanlar, kuşların ardında gitmek isteyenler…. Abicim bizi izleyen varsa çok eğleniyor olmalı. Belgin’le hep söyler hep güleriz buna! Nedir lan bu? Bu sikindirik hayatı gene sike sike yaşamak, yaşamak mı? Tüm bunları düşününce önüne gelene düzmeceler dizen Neyzen mi haklı? ‘ Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşamalısın…’ diyen Nazım’ mı haklı olan?
Tüm bunların yanında ben bugün annesini özleyenlerin, annesinin elini bırakmayanların yanında garip, garip gibi duruyor ve dua ediyorum. Gönüllerine ferahlık diliyorum. Dua ediyorum. Gün gelecek her şey bitecek. Gün gelecek her şey geçmiş olacak, geçmişte kalacak.
özgür tamşen yücedal
ÇELEBİ KAPTAN
17 Mart 2014 at 13:54
Bence bu paradoks algıya dayalı bir cevabı hak ediyor .
Yaşam bir halüsilasyon ve kişi onu nasıl yaşamak istiyorsa o doğrultuda seçenekleri algılayıp görebiliyor ve dünyanın o durumdan ibaret olduğunu sanarak ya mutlu oluyor yada mutsuz.
Bence yazınızdaki ” kim haklı ” sorusunun cevabı bu
BeğenBeğen
ouzelf
17 Mart 2014 at 13:56
Siz de haklısınız Kaptan! Selamlar…
BeğenBeğen
belgin aydın
17 Mart 2014 at 13:55
Ağzına, diline, beynine sağlık Özgürüm. Kaptırıp gidiyoruz işte bahtımızın rüzgarına. Ey ufuklar diyoruz, yolculuk var yarına.
BeğenBeğen
ouzelf
17 Mart 2014 at 13:56
Giderken elimize Efes alalım ne olur!
BeğenBeğen