Utanıyorum! Hem de çok utanıyorum. Ofisteki masamda kafamı aldım ellerimin arasına, düşünüyorum. Yarın öbür gün, bu sabah Urfa’da ki gibi çatışmalara şahit olmuş bir çocuk mektup yazsa bana, anlatsa yaşadıklarını, ne kadar korktuğunu… Ne cevap vereceğim? Nasıl avutacağım?
Sonra dese ki bana;
– Birkaç gün önce yazmıştın ya çocuklarının okulları hakkında. Hani demiştin ya ‘’Okul seçmek zor, okutmak çok pahalı. ‘’ diye. Peki, hiç düşünmedin mi biz, savaşın ortasında yaşayan çocuklar ne yapıyoruz. Nasıl kalem tutuyoruz? Sabahları tost yemeyi bırak akşamları neyin içine, nasıl uyuyoruz? Çok korkuyorum.
Ne cevap yazarım lan! Hiç. ’’ Biz burada, savaşın uzağında, cumhuriyeti aydınlığından ümmet karanlığına geçişimizi, adım attığımız her karış toprağın kana bulandığını bile bile, göre göre mücadele etmemiz, sokaklara dökülmemiz, meclisin kapısında yatmamız, daha olmadı toplanıp yanınıza gelmemiz gereken yerde böyle dünyevi bile olamayacak, maddi, abuk sabuk şeyleri dert edinip yaşıyoruz. ’’ mu diyeceğim. Utanıyorum! Hem de çok utanıyorum.
Açık fikirli olmak mış, aydın olmak mış, eşitlikçi olmak mış, kadere – kedere teslim olmamak mış, umudu yüksek tutmak mış, akıl değil yalnızca yürekle bakmak mış… hepsi anlamlarını yitirdiler. Tek gerçek var: Ülkemizde savaş var. Ülkemiz kan ağlıyor. Gençler, adamlar, kadınlar, çocuklar ölüyorlar. Peki, bu yaşananların sorumluları kim, neredeler, bedel – sonuç olarak ödenen bunca yaşanmışlığın vebali rahatsız etmiyor mu? Yıllar sonra tarih kitaplarında torunlarımız okurken bu yaşadıklarımızı ne diyeceğiz? O zaman ki yöneticiler de bugünküler gibi geçmişi inkâr mı edecekler? Utanıyorum!
Devlet, hükümet mi? Cevabımı biliyordum, dün de okudum. İşte burada: http://kadinbedensahnedunya.wordpress.com/2012/09/07/toplumun-icinden-cikan-ama-onun-uzerine-yerlesen-ve-ona-giderek-daha-da-yabanci-hale-gelen-bu-iktidar-devlettir/
Okuduğunuzda göreceksiniz zaten de ben özet geçeyim:
… Ama hasım tarafların, karşıt iktisadi çıkarlara sahip sınıfların birbirlerini ve toplumu yiyip bitirmemeleri için, görünürde toplumun üzerinde olan bir iktidarın çatışmayı yumuşatması ve düzeni sağlaması ihtiyacı doğar: “toplumun içinden çıkan, ama onun üzerine yerleşen ve ona giderek daha da yabancı hale gelen bu iktidar, devlettir”
Bu kadar utanç bana yeterde artar bile.
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL