RSS

Günlük arşivler: 05 Ekim 2012

teşekkür ederiz…

 

   Hafta içi her gün iş dönüşü geçtiğim yolda yeni düzenlemeler yapıldı. Yol kenarına kaldırım taşları döşendi, yol asfalt kaplandı. Birkaç ay sonra bozuldu, üzerine yama yapıldı. Yama yapıldı, ek yerlerinde kalan açıklığın meydana getirdiği tümsek sebebiyle o noktada trafik yoğunluğu baş gösterdi. Karayolları fikir birliğine varmış ya da bölgeler arasındaki görev dağılımını gözden geçirmiş olacaklar ki, ek yerine yama yapıldı. Tüm bunlar olurken; yağmur yağdı yolu sel bastı. Kar yağdı, karlar eridi çamur oldu. Döşenmek üzere getirilip istiflenen parke taşları devrildiler, şerit kapandı, zayi oldu, yerine yenileri getirildi.  Şimdilik, yeniden kar yağıp yamalar patlayana kadar, parke taşları yerlerinden oynayana kadar ya da döşenmek zorunda olunan ve çokkk geç farkına varılan bilmem ne kabloları için yol tekrar kazılana kadar mutlu mesuduz.

Tüm bunlar olup bittikten sonra yol kenarında asılı bez afişler türemeye başladılar. Türemeye başladılar; başlarda bir iken günden güne sayıları artmaya başladı. Üzerleri belediye başkanına yazılmış olan ‘’ Teşekkür ‘’ mesajlarıyla bezeli arzı endan ediyorlar.  Acaba ben mi yanlış biliyorum diyerek araştırdım belediye başkanının, muhtarın, karayollarının görevleri nedir? Diye. Merak edenleriniz için belediye başkanının görevleri burada, muhtarın görevleri burada, karayollarının görevleri burada yazılılar. Hizmetlerin ihtiyaçlarını tespit etmek, hizmeti vermek, kontrol etmek, organize etmek bu birimlerin görevleri. Vatandaş olarak bizler de  oy kullanarak seçmek, vergi ödeyerek bedellerini ödemekle mükellefiz. Anladığım; bedelini sonuna, canımızın, nefesimizin sonuna kadar ödüyoruz. Peki, arkadaşım kim asıyor bu afişleri. Kafasına inmeyen kalmadığı halde sokaklara dökülmeyen, sesi soluğu çıkmayan mahalle sakinleri aralarında para toplayıp bez afiş yaptırıp sokaklara mı asıyorlar. Göz göze gelmekten bile korkar hale gelmiş olan bu millet ‘’ Hadi arkadaşlar, bakın başkanımız lütfetti kaldırım, yol yaptırdı. Boynumuzun borcu, kalkın hele bi afiş yaptırıp teşekkür edelim. ‘’ mi diyor. Belki çikolata yaptırıp makamına da gidiyorlardır.  Eğer durum böyleyse yeminnen haberim yok. Ne çikolata ne de afişler için tek kuruş vermiş de değilim.

Neden teşekkür edeyim kardeşim? Ben görevim ne ise yerine getiriyorum. Bugüne kadar da kapıma gelip bana teşekkür eden bir Allahın kulu olmadı devlet erkânından. Ne bileyim işte kapıma ‘’ Teşekkür ‘’ pankartı asan da olmadı devlet erkânından.

Zam diyor, susuyoruz. Beş yaşında okula yolla diyor, yolluyoruz. Şehitler öldü diyor, ağlıyoruz.  Sayacağız diyor, evden çıkmıyoruz. Vergi diyor, ödüyoruz. Seç diyor, seçiyoruz. Çocuk yap diyor, yapıyoruz. Ramazan ayında lokantanı kapat diyor, kapatıyoruz. Oruç tut diyor, sahurda ışıkları yakıyoruz. Çatalı kapat diyor, kapatıyoruz. Yak, ben otel yapacağım diyor, yakıyoruz. Savaş diyor, ?. Neden? Hepimiz yalnızız.

İtirazlarımız, zorlandıklarımız, kabul etmediklerimizde ortak çok şey olmasına rağmen yalnızız. Kim ayırdı, korkuttu bizi bu kadar? Bir kısmımız hayvanlar için sokaklara çıktılar, böyle bir olayda bile çatırdadık. Çatırdadık ama biliyoruz ki, asıl öfkemiz kendimize, çaresiz hissedişimize. ” Bana Dokunmayan Yılan, Sürsün Eşeğini Niğde’ye, Başa Gelen de Gelecek Olan da Çekilir Sendromu ” n dayız toplumca.

Ben de ” Erdo sen beni sinemaya götür. ” yazan pankart yaptırdım hafta sonu için, astım bahçe kapısına.

Ve de tüm kalbimle dün mecliste yapılan oylamada kalkan parmaklardan 320’sinin sahiplerinin çocuk ya da akrabalarının askere alınmalarını istiyor ayrıca kimseye ama hiç kimseye teşekkür etmiyor.

Yalnızca siz blog okuru sakinlerine iyi hafta sonları diliyorum.

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 
Yorum yapın

Yazan: 05 Ekim 2012 in GÜNLÜK, İNSANOĞLU

 

Etiketler: , , , , ,