RSS

Günlük arşivler: 07 Mayıs 2012

KOVADAKİ OKYANUS

   Aklımda kalan bir kitap adı, geçen hafta twitter hesaplarından birinde tesadüfen okuduğum aynı kitaptan alıntılanmış bir paragraf.  Ertesi gün İdefix arama motorunda okuduğum ‘’Tükenmiştir’’ ibaresi. Cuma günü yalnız yiyeceğim öğle yemeğinde bana eşlik edecek bir kitap aramak için girdiğim kitapevinde karşıma çıkan gene aynı kitap ‘’Kovadaki Okyanus’’. Yıllardır okuduğum, sık sık düşündüğüm, zaman zaman unuttuğum kısacası bildik şeylerin yazılmış olduğu kitap ile yaşadığım bu karşılaşmaların bir anlamı olmalıydı. Varmış. Tekrar hatırlamam gerekiyormuş.

   Kafamda ki düşüncelerin, ayın önündeki bulutlar gibi olduğunu. Dünyamı karartabileceklerini ya da renklendirebileceklerini.

   Çevremde gördüklerimin içimden sızanlar olduklarını.

   Hayatta tek bir gerçek olduğunu onunda ‘’ Olan ‘’ yani şimdi olmakta olan olduğunu hatırlamam gerekiyormuş.

   Son aylarda köşebaşlarında karşıma çıkan insanlardan dinlediğim hikâyeleri, gözlerinde gördüğüm bakışları, dillerinden dökülüp yüreğimi okşayan cümleleri gibi birçok şey yeniden anlamlandı. Yaşadığım anlık hayal kırıklıklarını çabuk atlatabiliyor, yaşayıp geçiyor olabilmemin iyiye işaret olduğunu hatırladım. Kimbilir belki de kovada bir okyanus olduğumun ayrımına varıp onunla bütünleşmem yakındır. Ve karşınızda ‘’ Kovadaki Okyanus ’’:

‘’ Nerede bir su varsa, aslında orada Okyanus vardır.’’

‘’ Anlamadım! Şimdi bu kovada da Okyanus mu var?’’

‘’ Evet. Aynen öyle.’’

‘’ Ama ben burada Okyanus’u göremiyorum.’’

‘’ Önünde bir engel var da ondan göremiyorsun.’’

‘’ Ben, bu engeli de göremiyorum.’’

‘’ Göremezsin, çünkü o engel, sensin.’’

… başına gelen her olayda, ‘Bu da geçer’ de. Böylece, olan hiçbir şeye ne çok üzül ne de çok sevin. Nasıl olsa, vakti gelince, geçip gidecektir.

 … mehtaba bakınca, mehtabı görmelisin. Ama sen orada, âşıksan sevgilinin yüzünü, açsan sahanda kırılmış yumurtaları görürsün.

 … Uçmak için hafif olmalısın kovasu. Yükünü at, sırtındakini de kafandakini de; geçmişin pişmanlıklarının da, geleceğin endişelerini de. Ama bırakmak, sadece rahat uçmak için değil, tam yaşamak için de gerekli. Yaşamak, sadece bir anda olur. Eğer sen, biraz geçmişte, biraz gelecekte isen, hayatı da biraz yaşarsın. Ve hayatı tam yaşamak, kendin olmak demektir. Özel biri olmak, tanınmak, üstün olmak gibi saçma istekleri bırakıp kendin olmak.

   İşte böyle… Şu an okuduğum diğer iki kitabın arasına giren ve bir – iki saat süren kısa bir mola oldu ‘’ Kovadaki Okyanus ’’   Dokunup gitmek gerektiğini, yaşayıp geçmek gerektiğini hatırlatan bir dost sohbeti misali. Sizin de bir yerlerde gözünüze ilişir de, bir kadeh ya da bir fincanlık mola verirsiniz diye yazıverdim. Artık okyanusta damla mı, kova da okyanus mu, balık mı olacaz göreceğiz. ‘Ne olursak olalım da hakkını verebilelim bari’  der ve Özgür kaçar. Kaçarken de iyi haftalar diler.

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 
Yorum yapın

Yazan: 07 Mayıs 2012 in OKUDUM

 

Etiketler: , , , , ,

 
%d blogcu bunu beğendi: