Bir Alman Yahudi’si, eşiyle konuşurken: 2 ihtimal var, diyormuş; beni ya askere alırlar ya da almazlar. Almazlarsa mesele yok. Alırlarsa 2 ihtimal var; ya cepheye gönderirler ya da geri hizmetinde kullanırlar. Geri hizmetinde kullanırlarsa sorun yok. Cepheye yollarlarsa 2 ihtimal var; ya ölür ya da sağ kalırım. Sağ kalırsam sorun yok. Ölürsem 2 ihtimal var; ya sabun yaparlar ya da kâğıt. Sabun yaparlarsa sorun yok. Kâğıt yaparlarsa 2 ihtimal var; ya gazete ya da tuvalet kâğıdı yaparlar. Gazete yaparlarsa sorun yok. Tuvalet kâğıdı yaparlarsa işte o zaman boku yedik.
Peki, bizim önümüzde ki ihtimaller!
2 ihtimal var: Demokratik bir ülkede ya da Türkiye’de dünyaya geldin diyelim. Demokratik bir ülkede dünyaya geldiysen sorun yok. Eğer Türkiye’de dünyaya geldiysen? Sonrasın da olabilecek ihtimallerin hepsini düşünüp duruyorum ve bakıyorum her halükarda tuvalet kağıdı olmaktan başka son göremiyorum.
Bir de Melih Aşık’ın geçen Cumartesi ( 05.05.2012 ) Milliyet’te yazdığı seçenekler var tabi. Ki sonucu benimkinden hiç farklı olmayan. Diyor ki: ‘’ Bizim memlekette hayat çok kolay olabilir aslında… Okumayacaksın, düşünmeyeceksin, hiçbir şeyi sorgulamayacaksın… Yapacağın iş basit, Erdoğan’ın beğendiğini beğenecek, beğenmediğini beğenmeyeceksin… O kadar… ‘’ Sonuç: Hepimiz basit yaşamayı seçmiş gibi değil miyiz?
Hele geçen facebook ta bir paylaşım vardı, tüylerim ürperdi. Başbakanımızın üç çocuk tavsiyesine karşılık yazılmış bir şey: ‘’ Sen üç çocuk yap. Koyun olursa güderiz. Adam olursa sakın korkma darağacında asarız.’’ yazmışlardı. Soruyorum size: ‘’Bu tarih kaç tane Deniz, kaç tane Yusuf, kaç tane Hüseyin taşıyabilir? Peki düşündüğü, yazdığı, konuştuğu, görevini dürüstçe yaptığı için hapsedilmiş kaç kişinin ayıbını örtebilir? ”
Gelecek nesillere, çocuklarımıza hesap verecek olmanın endişesi, yazılan tarihe istemeden de olsa mecburen ortak oluyor olmanın vicdani ağırlığı çok rahatsız edici değil mi? Bunu hak edecek ne yaptık acaba? Ya da bu vebali ödememize sebep olacak kadar büyük bir hatayı ( hataları ) büyüklerimiz nasıl yaptılar?
İşte alın size haftasonunuzu renklendirecek bir sürü soru işareti. Aslında pek çoğumuzun aklından hiç çıkmayan soru işaretleri. Benim ki, kurumuş boka su dökmek misali bir şey oldu. Olsa da olmasa da burada işte…
ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL