RSS

” müzik asla durmaz ”

16 Eki

  Şu an saat 24:00, filmi izlemeyi yeni bitirdim. Kalkıp sırayla çocukların odalarına gittim. Üzerlerini örtüp öylece durdum bir süre yanlarında. – Gerçekten nasıl hızlı büyüyorlar. – diye geçirdim aklımdan. Sonra elime kalem, kağıt alıp yatağıma oturdum. Üşenmeden aldığım yaşları işaretlediğim bir  doğru çizdim. Alt sırasına Elif’i doğurduğum yaştan itibaren onun yaşlarını işaretlediğim bir doğru  daha çizdim. Kafadan bir yirmi üç yıl ve onu takip eden on beş yıl. Arada ki mesafe hep aynı. Mesafe hiç kapanmayacak. Çünkü geri dönüşüm yok. Farkettim ki ben onun sekiz – dokuzuncu yaşında falan kalmışım. Her sohbetimizde, her alışverişe çıkışımız da, her güldüğü şeyde, izlediği her filmde, beraber geçirdiğimiz her an da bıkmadan usanmadan çabalıyıyorum ama yok dönüşüm yok. Bir daha on beş yaşında olamayacağım. Ama çabalıyorum hatırlayabilmek için. Hatırlayıp anlayabilmek için.

  Dedim ya; sekiz – dokuzuncu yaşlarında kalmışım diye. Bazen aslında çoğu zaman, o yaşlarında yediği şeyleri yemekten, dinlediği müzikleri dinlemekten, giydiği renkleri giymekten hoşlandığı, aynı doğrulara inandığı  gibi saçma sapan şeylere inanır buluyorum kendimi. Ama büyüyor, büyürken tıpkı bizler gibi değişiyorlar. İnsanlar bir beş yıl önceki hallerine bile yabancılaşırlarmış ya düşünün artık yabancılaşmayı.

  Bu filmi izlerken  ve dehşet verici şekilde korktum. Pişmanlık biriktirmekten korktum. Paylaşılmamış güzel hatıraların, söylenmemiş güzel sözlerin, yenmemiş hamburgerlerin, içilmemiş her türlü zıkkımın pişmanlığını biriktirmekten korktum.

  Bir babanın ( , J.K. Simmons ),  oğluyla (Lou Taylor Pucci ) yeni hatıralar edinebilme çabası, söyleyemedikleri, anlayamadıkları için özür dileyiş şekli hayranlık uyandırıcıydı. Annenin ( Cara Seymour ) kendini sorgulayışı, ayakta kalışı. Hele müzikler: The Beatles – The Doors – Grateful Dead – Jimi Hendrix … Aslında  50 – 60 – 70 lerin klasikleşmiş gruplarının dünyaca ünlü parçaları enfes bir müzik ziyafeti yaşatıyor.

  ‘’ Müzik Asla Durmaz ‘’  2011 yapımı, yönetmenliğini Jim Kohlberg’in yaptığı, gerçek bir hayat hikayesinin konu alındığı, Oliver Sacks’ın ” The Last Hippie ” adlı romanından uyarlanmış bir film.

Yazacak son söz gelmiyor aklıma. Saatte kaç oldu. Bu saatten sonra ” İyi uykular! ” dan başka söylenecek pek bir şeyde yok zaten.

Haydi iyi uykular!

ÖZGÜR TAMŞEN YÜCEDAL

 
 

Etiketler: , , , , ,

3 responses to “” müzik asla durmaz ”

  1. belgin

    16 Ekim 2012 at 08:01

    Hep eksiklikleri, kayıp zamanları, hataları, tamamlanmamış yarım bırakılmışlıkları, yabancılaşma ve gelecek korkusunu düşünür olduk. Ya tamamladıklarımız, başa çıkıp atlattıklarımız, herşeyin bittiğini düşünürken silkelenip ayağa kalkışlarımız, bünyeye tamamen yabancı iken ve tamamen tabiatın oyunu olan anneliğimizle mücadelemiz, kadın olabilme, eş olabilme, evlat olabilme çabalarımız, tokatı yediğimiz anda diğer yanağıda çevirdiğimiz anlar, çaresizliklerimizden bir kadeh rakı içişi hızında kurtulmalarımız, ihanetlere atılan kahkahalarımız, düşüp düşüp yeniden kalkmalarımız nerde? Eee bundan iyisi Şam’da kayısı… Olduk olduk biz tamamız. Darısı olmayanların başına.:))) İmza: NarsistAydın

    Beğen

     
    • ouzelf

      16 Ekim 2012 at 15:34

      Şu kafayla verebileceğim cevap sana ait Belgin; “Yukarıdaki bizimle, bu olabilme hallerimizle çok eğleniyor olmalı.” Bunca aynı zamanda bu kadarcık hayatımızda debelenip duruyor ve neler kaçırıyoruz. Bundan sonra hayatımın sloganı ” Olduğu kadar!”

      Beğen

       
  2. belgin

    16 Ekim 2012 at 15:55

    Evet evet, hayat hakkında planları olanlara yarıla yarıla gülüyor bence. Ben olsam öyle yapardım zira. Yazdığında sihirli formül kesinlikle “Olduğu kadar”:)))

    Beğen

     

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

 
%d blogcu bunu beğendi: