RSS

Etiket arşivi: acı çekmek

olur öyle ( İstiklal Akarsu )

Screen Shot 2014-12-21 at 11.59.30 PM

Gerçek aşka inananlardanım. Bir ilişkide aşk yoksa ‘ olmaz olsun öyle ilişki, yere batsın öyle ilişki, bu ilişkiyi alın buradan ‘ diyenlerdenim. Fakat, ‘’ Aşk vardı da biz mi yaşamadık, gerçek aşk vardı da biz mi aşık olmadık? ‘’ derseniz de hak veririm, ‘’ Abi, haklısın, ‘’ derim, ‘’ Tamam, uzatma kardeş, anladık, ‘’ derim. Aşk iyi de çevresi kötü. Bir aşık oluyorsun kimyan değişiyor, dünyan kayıyor, feleğin şaşıyor. Ama yine de iyidir aşk, yaşamadan ölmemek, ömürde en az bir kere aşkı tatmak lazım. Ha gerçek aşkınla evlenirsen de bu dünyada cennettesin demektir.; piyangodur o, vay şanslı seni, buldun gerçek aşkını evlendin di mi köftehor, hadi yine iyisin. Gerçek aşkın peşine düşen yorulur, sendeler, hatta yere düşer. Bazıları ise, ‘’ Yemişim gerçek aşkı, ‘’ der, ‘’ Git git bitmiyor bu yol, fuleli kaçıyor gerçek aşk, ‘’ der ve yoldan çıkar. Işte ben de yorulmuştum artık. ‘’ Ulan gerçek aşk peşinde bi ömür tükettik, yakalayamıyoruz bu zalimi, bi ara vereyim yolculuğa, bi mola vereyim, ‘’ dedim. ‘’ Misal, bir dinlenme tesisine uğrayayım, ayran içeyim, tost yiyeyim, ‘’ dedim. Araştırdım, bu işin adı dünyada ‘ one night stand ‘ oluyor. Anlamı tek gecelik ilişki. Evet, ilginç olabilir, tek gece ilişki yaşa sonra herkes yoluna. Trip yok, ‘ niye aramadın ‘ yok, ‘ aradım, açmadın, neredeydin ‘ yok, ‘ vatsaptan onlayndın, kiminle konuşuyordun ‘ diyen yok. E iyiymiş la bu, deneyelim bakalım da nasıl olacak bu işler? Kızılay dağıtmıyor bu one night stand ilişkiyi, arayıp bulmak lazım. Işte tam o sırada geldi Orhan’ın mesajı, ‘’ Kanka neredesin, bi ara buluşalım, alemlere akalım, ‘’ diyordu Orhan. ……..

( ‘’ Olur Öyle ‘’ – İstiklal Akarsu )

 

Sonrasında başlarına gelenleri; alışmamış götte donun nasıl durmadığını, işlerin ele yüze nasıl bulaştırılacağını, altın semer takılmış eşeğin eşekliğinin nasıl baki kaldığını yani bu öykünün devamını ve kitapta yer alan diğerlerini merak eden varsa alıp okusun, daha fazla yazamayacağım, yorgunum. Bak saat kaç olmuş!

 

Üstüne üstlük Oğuz’la; hayatında Fransızca kadar saçma bir dil görmediğine inanan, ‘’ Düşünebiliyor musun saçmalığı her kelimenin önüne –la getiriyorlar anne, düşün –the falan değil resmen –la…’’ sözleriyle ifade eden bir insan evladıyla Fransızca çalıştım. Ama ne? Ben de bir insan evladıyım ve kesin anam ağlıyordur evladının yaşadıklarına. Hadi bunu atlattık diyelim, yastığa temas için önümde başka engeller var; daha el- yüz temizlenecek, son sigara tüttürülecek, iki satır kitap okunacak…. Ulan hiç uyumasam mı? Nasıl olsa sabah olunca tekrar kalkacağım bunca zahmete ne gerek var, direk uyumadan devam. Bu Elif’in nasıl olsa akşam olduğunda her akşam bozulacak olan yatakların her sabah toplanıyor olmasında hiçbir mantık bulamayışına benzedi. Allam çocuklarımın birini alıp diğerine, olmadı diğerini beridekine, hiç olmadı ikisini tutup kendime çarpsam mal aynı mal. Tüm bunları ve burada yazamayacağım kadar gariplerini yaşıyorken, hayatımda Özlem gibi bir kardeş varken Belgin’in deyimiyle ‘’ zaman zaman kendimi hala ve hala normal zannediyor olmam ‘’ hakketten tuhaf. Ama allahtan ümit kesilmez.

Hadi yeter yeminnen yapışacağım şu olduğum yere, sonra kazıyacak biri de bulunamayacak beni yapıştığım yerden. Huzurlarınızdan ayrılıyorken büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öper selam ederim. Hayırlı haftalar olsun. İşleriniz rast gitsin. Sağlık olsun. Huzur olsun. Dişlerini yaptıran, ameliyat olan, grip olan, kalbi kırılmış olan, özleyen herkim varsa en kısa zamanda geçmiş olsun, geçmişte kalsın. Amin.

 

özgür tamşen yücedal

 

 
2 Yorum

Yazan: 21 Aralık 2014 in GÜNLÜK, OKUDUM

 

Etiketler: , , , , , , , , , ,

 
%d blogcu bunu beğendi: