RSS

Etiket arşivi: huzur

Yoga

“Böyle şeyler kafaya takmaya değmez” zikri eşliğinde bugünkü son sigaramı içip girdim yatağa.

Gereksiz, anın içinde huzursuz edici düşünceler için ayrılacak 90 saniye kuralının 90 saniyesini aşmaya meyledince “yaz kız Öz” dedim kendime. Sonu nereye gidecek bu kez de bilmiyorum. Ama zaten siz biliyorsunuz, benim yazıların başı ayrı, kıçı ayrı oynar genelde. Yazarken de düşünmeyi durdurmadığımdan olsa gerek. Durduramıyorum değil durdurmuyorum, lütfen yani.

Ya klavye ufaldı ya da parmaklarım büyüdüler, yazdığımı düzeltmekten şuraya kadar yoruldum. Sinir geldi gelecek. Kesin gene  ayarlarda düzelteyim derken bi’şiler yapmışımdır. Bu da kafaya takmaya değmez. Oğlanı özledim belki ondandır tümü. Dolunay molunay yok bildiğim kadarıyla. Güzel, aşklı meşkli bir Kore dizi de izledim.

Nedir acaba zihnimin derdi. Canı sıkıldı keyfimi kaçırmaya çalışıyor. Hakkaten bu kafa dediğimizin içindeki zihin ve bilincin savaşı nedir! Olan arada bize oluyor.Biri biliyor bilinçli bilinçli ne yapması-yapmaması gerektiğini. Diğeriyse zihin zihin ortalığı karıştırıyor. Ama birşey söyleyeyim; canım çılgıncasına küfür etmek istiyor. Çok uzun zamandır etmediğimden. Edemiyorum da biliyor musunuz ya. Ne güzeldi eskiden ağız dolusu küfür.

Artık sakin uslu biri olup çıktım valla. Hayır eski Öz’den bunu nasıl çıkartabildim, o da şaşılası. Bu Öz yogaya başladı, hadi bakalım. Birkaç kez denemiş, platesin üstünlüğüne toz kondurmamış, plates ders ücretleri yorganını da ayağını da aşmış  biri olarak mesut ve bahtiyarım. Gerçi henüz iki kez gittim. Yarın sabah da gideceğim, heyecanlıyım.

Bugün matımı da aldım. Yeşil. Bak valla mavisi dururken mavi aşığı ben, yeşili seçtim. Ben de tanıyamıyorum bazen kendimi. Diyorum size… Lafı dağıttım ama gerçekten çok iyi hissettirdi yoga. Mekanın da etkisi vardır mutlaka. Ağaçların içinde, herşey bembeyaz. Birkaç insan görmek, evden çıkmak da cabası. Evime yakın olmasıysa bonusu. Yarın deniz kenarından yürüyerek giderim belki. O kadar heyecan yani.

Şu yazma işi sihir gibi, başlarken beni yazmaya iten düşünceler uçup gittiler şu kadarcık kelimede.

Neyse bunların dışında hayat aynı.  Tabii aslında çok şey, şeyler oluyorlar ama hayat aynı. Köy evi bitti. Parkecinin son cilayı atmasını bekliyorum. Trakya bölgesinde ev yaptırmak Ata Demirer filimleri tadında. Gülsen ayrı, dövünsen ayrı, acaba doğrusunu bunlar mı yapıyorlar sorunsalı ayrı. Hiçbir şey umurlarında değil. Doğal akışın dibine vurmuşlar. Onların ki yaşamaksa şehirde yaşananlar ne, diye sorası geliyor insanın. Acele asla yok. Sözlerini canları isterse tutuyorlar. Yoksa düğün cenaze falan olmuş oluyor zaten. Okey masalarından bahsetmeyeceğim. Ama o meşe ormanı yok mu. Hele bu mevsim de. Rab ağaçları yaratmış ki her mevsim güzel olsunlar. O şerefsiz güzellikteki dere. Köy çeşmesinden damacanaya su doldurup getirdim son gidişimde. Şifa niyetine.

Bir de özlemek. Geçen esti valla, köyde yatak olaydı basıp gidecektim. Eskiden, artık adı, bulunduğu coğrafi bölgesinden bile soğuduğum Alaçatıya giderdim, hatırlayan vardır. Ne akla hizmet giderdim acaba. İnsan başını alıp gidebilme, sonra dönebilme özgürlüğüne tav oluyor aslında. Çok şükür.

Bu kadar işte, olan birşeyler. Köy, yoga yeni haberlerim. Dikiş devam. Önümüzdeki ay inşallah oğlanın yanına gitmek niyetim var. Amin.

Bu birşey olmuyor, hayat akmıyormuş saçmalığı geldiğinde içime işte o anlarda hemen hatırlatıyorum kendime köyde yaşayanları. Acelesizliği. Telaşsızlığı. Anlamlı sanmanın anlamsızlığını.

Ayyy bak gene şişiriyorum kendimi. Gece kahvelerini bırakmaya çalışıyorum, bir hafta olacak. Onun gerginliği de var biraz. Sanırım deliksiz uyumama uyumadan önce içtiğim kahve sebep oluyordu. Sanıyorum yalan oldu, öyle.

Beni okurken nasıl bir ses ya da mimik ya da ifade canlandırıyor acaba zihniniz. O da sizin zihnin işi fakat size yalnızca şöyle bir ipucu vereyim; şu an gülümseyerek yazıyorum. Gülümseyerek okursanız manası oturur. Yok somurtuk, şikayetçi, mız mız tonda okuyorsanız bu satırlara kadar dayanmamışsımızdır zaten.

Siz de takmayın hiçbir şeyleri kafanıza, derim. Bu arada başta yazdığıma bakmayın 90 saniye çok işe yarıyor.  Fazlası yoruyor ve de yarıyor. O haller hepimiz için eskide kaldı. O eski bizler geçmiş olduk. Yüzyıllardır kum kum düşündük de ne oldu.

Of uykum geldi. Kaçar diye korkmaktayım. İmla mimla da kontrol edemeyeceğim. Uyuyayım. Kafanıza takılan şeyler olduğunda yazın bana, ben sizin için tutarım 90 saniyeyi.

Selam ederim. Saygılarımla.

Özgür Tamşen

 
Yorum yapın

Yazan: 19 Ekim 2025 in GENEL

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,