RSS

Etiket arşivi: heyecan

Kar

Sevilme ihtiyacımız gerçeğe olan ihtiyacımızdan daha büyükse… Bu ihtiyaçtan mı zaman zaman kandırılmaya gönüllü oluşumuz? O nedenle mi duymak istediklerimizi duyuyor, görmek istediklerimizi görüyoruz? İhtiyaçtan doğan sevgi en büyük sağırlık, en büyük körlüğümüzün sebebi mi? Peki eğer sevgi yanlışları örtmek için değil de zorlukları aşmak içinse! Bu kadar zorluğu aşmaya değecek kaç sevgi girer bi ömüre? Yaradılıştan mı bu ihtiyaç?

“ Gerçekten sevdiğin biri yok mu?”

“ Gün gelecek vazgeçeceksem. Üzebilecek, üzülecek, değişecek ve bitecek birşey sevgi ilişkisi. Her zaman, her türlüsü şartlara bağlı. Evlat sevgisi bile şartlara bağlı olabiliyor. Bir düşün! Ana, baba sevgisi bile. Ben buna inanıyorum. Ve söylesene neden yapayım bunu kendim ya da bir başkasına. İlişkilerin vadesi vardır. Vakit geçirilir, biter. Uzatıp kafa yormaya gerek yok. Büyütecek bi’şi değil yani. ”

Bu diyalogdan sonra önceki yaşanmışlıklarımı da önüme alarak ara ara düşünmüştüm sevgi üzerine. Sevmenin hep doğal bir duygu olduğunu sanırdım. Düşündük analiz ettikçe farkettim ki yanlış tanımlıyormuşum. Yani sevgi; öfke, korku, utanç, tiksinti, neşe coşku, üzüntü, şaşkınlık gibi temel duygularımızdan biri değil.

Sevgi bir karar, bir yol. Sevmek bir niyet. Sevmeye niyet edenler aşıyor her şeyi, her şeye rağmen. Ve belki de hayattaki en büyük eylemdir sevmek. İradî birşey.

Bu irade, sevginin niyet ve eylemi birlikte barındırması zorunluluğunu bize gösteriyor. Tüm bunlar bana göre demek oluyor ki; sevmek asla pasif bir duruş olamaz. Eylem gerektirir.

Karşınızdaki insanı dikkatle dinlememiz sevgidir. O insan için fedakarlıkta bulunmamız sevgidir, şartlar ne kadar imkansız ve zor olsa da o kişinin yanında olmak ve onunla birlikte yürümek sevgi. Bunların olmadığı bir ilişki düşünsek içine sığar mı ya da içinde var mıdır sevgi.

Bir de geçici bir görme kusuru olarak tanımlanan aşk var. Yüreğimizi titreten, aklımızı meşgul eden ve sürekli yaşamak isteyeceğimiz duygu. Sevgi gibi bir çaba gerektirmeyen. Hayal edilenle gerçek arasındaki fark anlaşılıncaya kadar geçen sürede hissedilen. Bunun için de; “ Bir dağın üzerindeki kardır gerçek aşk. Erise de, arkasında eriyen kar sularının beslediği yemyeşil bir dağ bırakır. “ O hale karşılıklı niyet ve emek olursa kalan o yeşillik de sevgi olmalı.

Böyle patır kütür yazınca “ Bu ne lan! Gerçekten sevmiyor muyum, neden böyle davrandı (davranıyorum)larla bir kabir azabı mı yaşadık yıllardır! “ diyesi geliyor insanın. Farkında bile olmadan, bilinçsizce kandırdıysak kendimizi ve de “seviyorum” dediklerimizi. Haklı olan aramızda geçen diyaloğu paylaştığım arkadaşım mı oluyor. Bir varmış bir yokmuş misali mi yani hepsi. Sevmek muhasebeli birşey mi.

Böyle bakınca hafif de geliyor. Gerçekten fazla şe’etmişiz. İyi hissettiğin yerde, iyi hissedene kadar kal. Kasma, kasılma. Aslına bakarsanız son yıllarda yaşadıklarımın farkına varmadan beni getirdikleri nokta tam da burası. Ve hatta emek versem de vermesem de gidenler, gittiklerim, gelenler … hepsi ama hepsi kendiliğinden, vadesi doldukça kendiliğinden oluyorlar. İpin ucu tutulacak gibi değil.

Bir de şu var ki; sen ne edersen et karşındakine geçen onun kabı kadar. Sevilmeyi bilmeyen, tatmayan, kendini bile sevemeyen birine ne yaparsan yap ona geçer mi sevgin? Karşımızda gördüğümüz gerçekten gene kendimizizdir belki. Yani gidenlerin sizinle ya da benimle sorunu yoktur. Gitmelerine farkında olmadan biz bile sebep olabiliyoruzdur. O dönemde kabımızda sevgi için bizim yerimiz yoktur belki. Hırpalanmayalım.

O halde tartışmasız söylenmiş en dürüst söz “ Seni uzaktan sevmek sevmelerin en güzeli. “ olmalı. Mesafe iyidir.

Ha tabii ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın sevmekten vazgeçemedikleriniz sizde de vardır. Onlar için bir izah yok bence. O tür sevgilerin başka zaman, hatırlanılmayan yerlerden tanışıklıktan olduğuna inanıyorum. Ne yaparsak, nereye gidersek, kaç kez dönersek dönelim hepsinde onlarla beraberiz bence. Kadersel, yazgısal, karmasal ne diyorsak diyelim onları sevmeye mahkumuz. Onlarla mühürlüyüz. Olsun.

Aman neyse ne işte. Ne de uzadı. Kendimi olduğum gibi sevebilmem bile yıllarımı aldı valla, benden sonrası tufan. Ha bu arada; gözlemliyorum ki her “seviyorum” diyene kanma devri biteli çok olmuş zaten. Benim yaşlarda ya da benim saflık derecesinde olanlar kalmıştık, biz de katıldık kervana çok şükür.

Kar güzel, çok güzel. Kar hep yağsın, sonrası hallolur.

özgür tamşen

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Aralık 2023 in GENEL

 

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , ,